Ankara sahaya!

Eski Roma'nın arenalarında aslanların önüne atılan kölelerin hiç taraftarı olmazdı. Hiçbiri de oradan kurtulamazdı.

İngilizlerin gizli niyetleri ortaya çıkıyor:

Amaçları "kan dökülecek" tehdidi ile arenaya çevirecekleri Leeds sahasında Galatasaray'ı boğmak!

İstanbul'daki maç öncesi, sarhoş ve saldırgan holiganlardan ikisinin, bizim serseriler tarafından öldürülmesi elem verici bir olaydı.

Bu utanç verici olayı Türk halkı lânetledi.

Suçlular yakalandı ve yargı katillere hak ettikleri cezayı verecek.

Şu anda İngiltere'de daha elim, daha vahim olaylar yaşanıyor.. Leeds kulübü, medya kuruluşları ve polis, sokakta akan kanı, futbol sahasında hak edilmemiş bir galibiyetin diyeti olarak kullanmaya çalışıyor.

İstedikleri, "kan davası" güden birer canavar yaptıkları İngiliz seyircilerle dolduracakları tribünlere Türk taraftar sokmamak ve Galatasaray futbolcuları için sahayı "can pazarı" haline getirmektir.

Avrupa'nın adaleti
Bu rövanş, futbol maçından başka her şey oldu.. Benzemeye çalıştığımız Avrupa'nın adaleti şimdi Türk halkının gözünde zor bir sınav verecek.

Terörist Apo'u koruyan İtalyan hükümetinin Türk halkında yarattığı öfke ve nefret, İstanbul'da oynayacak Juventus takımını korkuttuğunda, İtalyanlar Türkiye'den güvenlik konusunda devlet garantisi istemişti.

Türkiye bu garantiyi verdi. Takım ve taraftarları salimen geldiler ve gittiler.

Aynı garantiyi isteme sırası şimdi bizde.

UEFA'nın adaleti ve onuru varsa bu talebe aracılık edecek, İngiltere de kalıbına yakışan bir devletse garantiyi verecektir.

Türkiye Juventus'a garanti vermeseydi ne yapılacaksa, İngiltere ve Leeds takımı için de aynı kuralların işletilmesini istemek hakkımız.

Bunu kendi başlarına yapmazlar.

İstemek lâzım..

İsteyecek gür sesli bir irade lâzım.

Hükümet, Taksim'deki cinayet ardından tepki göstermekte gecikti. Ama bu defa geç kalmamalıdır.

İşte İngiliz basını
Kural, ev sahibi kulüp ve otorite, güvenliği garanti edemiyeceğini söylediği zaman maçı ya seyircisiz oynatmak veya tarafsız bir sahada yaptırmaktır.

UEFA dün karar veremedi. Bu müeyyide hatırlatılmış olsaydı İngilizler, kan ticaretinin pespayeliğini futbola bulaştırmaya belki cesaret bile edemeyecekti.

Bu olayda Türk basınının kusuru olmuştur ama İngiliz basınının yanında biz Zemzem'le yıkanmış gibi kaldık.

Kaderin cilvesine bakın ki dün Brüksel'de İngiliz basını ile ilgili bir utanç raporu Avrupa Komisyonu'nun gündemine geldi.

Rapor, İngiliz basınının gerçekleri maksatlı olarak saptırdığını, aşırı milliyetçi, ırkçı, savaş yanlısı ve paranoid unsurlar içeren yayınlar yaptığını saptıyor.

Ankara'dakiler koltuk kavgasından başlarını kaldırıp uluslararası platformlarda Türkiye'nin hukukunu savunsun.

Raporu UEFA'nın gözüne soksun.

Bu maç, maç olmaktan çıktı, ulusal bir hak ve onur mücadelesi oldu!