kapat

13.04.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Eminönü gerçeği üzerine

EMİNÖNÜ'ndeki katlı otopark olayı üzerine, elbette son derece iyiniyetle ve konuyu çok iyi bilmemekten gelen tüm kuşkularımı da belirterek bir yazı yazmıştım. Yazıda şimdiki belediye yöneticilerinin bu parkı kapalı tutmalarının halkın alehine olduğu ve bu konuda "haklı olsalar bile" yanlış davrandıkları belirtilmişti.

Ama anlaşılan haklı filan değillermiş. Tersine, haksız olanın saldırganlığı içindeler. Her ne kadar belediye başkanlığından bana resmen bir yazı gelmediyse de, belediyeyi savunan öylesine küfürbaz ve ilkel bir faks geldi ki!.. Bu imzasız hakaret ve küfür mektubunun başkanlığın çevresinden geldiğini düşünmemi kimse engelleyemez.

Buna karşılık, tartışmanın öbür ucundaki Eminönü Hizmet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Atilla Müftüoğlu ve vakfın kurucusu, eski Eminönü Belediye Başkanı Dr. Ahmet Çetinsaya'dan açıklayıcı mektuplar aldım. Çetinsaya'nın uzun yanıtını özetlemek isterim.

Çetinsaya, kendi kurduğu vakfı savunuyor. Belediyeye ayda bir milyar 250 milyon ödediğini, ayrıca Eminönü ilçesindeki tüm emlak, çevre ve tabela vergilerini de ödediklerini, vakfın otoparkı işlettiği dönemde 6 çekici ve bir sepetli araç aldıklarını ve bunları şoförleriyle birlikte belediye emrine verdiklerini söylüyor. Şimdiki belediyenin bir çekici için ayda iki milyar ödediğini, böylece kendilerinin 6 çekiciyle belediyeye şimdiki sayılarla 12 milyar yardım etmiş olduklarını belirtiyor.

Arazinin sahibi aslında Türkiye Emlak Bankası. Bankanın belediyeyle olan anlaşması da sona ermiş. Böylece vakıf, yakın zamana kadar -belediye zorla kapatana kadar- işlettiği ve yasalara göre işletme hakkı hala kendisinde olan bu otopark için karşısında Eminönü Belediyesi'ni değil, Emlak bankası'nı muhatap olarak görüyor. Demontabl (sökülebilir) çelik konstrüksiyonun da sahibi olan vakfın iddiaları bana son derece inandırıcı geldi. Bilmem okurlar ve özellikle hergün bu park sayesinde arabalarıyla Eminönü-Sirkeci'ye gelebilen vatandaşlarımız ne der?

İstanbul'a bir gelenek
DEVLET Tiyatroları... Gençliğimizde onların ünü Türkiye'yi tutan oyunlarını görmek için Ankara'ya giderdik. Başkente bir yolculuk yapıp Ankara sahnelerinde, Küçük Tiyatro'da veya Oda Tiyatrosu'nda bir oyun izlemek gerçek bir ayrıcalıktı.

Sonra Devlet Tiyatroları İstanbul'a da atladı. Ve çok iyi oldu. Yarım yüzyıllık bir geleneği olan bu tiyatro, sağlam anlayışı, sanat konusunda ödünsüz tavrı, oyun geleneği ve başka şeyleriyle hayatımıza girip yerleşti. Kimi zaman Ankara'daki ekiplerin düzenlediği İstanbul turnelerindeki oyunların da katkısıyla, İstanbul'un tyatro ve sanat yaşamını alabildiğine zenginleştirdi.

Sağolsunlar, bana sürekli programlarını yollarlar. Ne yazık ki işlerim çok, yeterince izleyemiyorum. Ama örneğin şu günlerde başlayan Tarık Buğra'nın son eseri "Patron" ve sevgili Nedret Güvenç'in sahnelediği Noel Coward'ın ünlü oyunu "Özel Hayatlar" son derece ilgimi çekiyor.

Ayrıca Devlet Tiyatroları'nın bu serüveni kitaplaştı. Bize sürekli geçmişimizle ilgili belge-kitaplar kazandıran yorulmak bilmez Gökhan Akçura'nın editörlüğünde hazırlanan çok güzel bir kitap: "20. Yıl: Bir Kentin Yaşamında Rol Almak" İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun 20 yıllık serüvenini tüm oyunlar, kadroları yazarlarının ve babasının görüşleri, anılar ve fotoğraflarla destekleyerek anlatan bu başucu niteliğindeki kitabı tüm tiyatroseverlere öğütlerim.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır