"Sahhaf"ın sesi

İSTANBUL Sahhaflar Çarşısı Dernek Başkanı Adil Sarmusak'tan, "Sahaf, sağ haf" başlıklı yazımıza değinilen bir mektup aldık. Öncelikle Sayın Sarmusak mektubunda, yaşatmaya çalıştıkları mesleklerinden "sahaflık" değil "sahhaflık" diye bahsettiğine göre, doğrusu herhalde "sahhaf" olacaktır; bunun altını çizelim. Biz o yazımızda özellikle İstanbul'da simgeleşen bir çok geleneksel meslek ve zenaat gibi "sahhaflığın" da büyük kan kaybına uğradığından ve tarihe karışmak üzere bulunduğundan yakınmıştık. Sayın Sarmusak mektubunda bu görüşe hak ve veriyor ve bizi hüzünlere sevkeden şu acı gerçekleri vurguluyor:

"SİZİN de belirttiğiniz gibi ilim ve kültür hayatımızda çok önemli bir yeri olan 'Sahhaf'lığın yok olması için sanki, bütün olumsuzluklar bir araya gelmiş durumdadır.

GÜNÜMÜZDE her şey çıkar ve maddeye dayandırılıyor. Oysa ki insanları hayvanlardan ayıran en belirgin nokta, onların hem madde hem mana alemlerine sahip bulunmalarıdır. İnsanların, madde ve mana dünyalarının atmosferini aynı anda teneffüs etmek gibi önemli bir ayrıcalıkları var.

MAALESEF son zamanlarda insanlar sadece madde ile meşgul oluyorlar. Oysa mana aleminden kopuk bir gövdenin cesetten farkı olabilir mi?

GÜZEL İstanbulumuz'un nice meziyetleri, hazineleri, zenginlikleri bir bir yok olup gitti. Semtlere adını vermiş meslekleri sembolik açıdan da olsa yaşatmaktan aciz kalıyoruz. Geleneksel esnaf, meslekler ve el sanatları neredeyse tarih sayfalarından bile silinip gidecekler. İnsan bunları düşündükçe son derece üzülüyor, kahroluyor.

SAHHAFLAR Çarşısı ile ilgilendiğiniz için, çarşı esnafı adına size teşekkür ederim."

ASIL biz, "sahhaflık" gibi sadece nostaljik duygularımızı kabartmakla kalmayıp, günümüz kültür yaşamıyla da çok dinamik köprüler kurması gereken bir mesleği yaşatmak konusunda gösterdiği özverili direnç nedeniyle Sayın Sarmusak'a ve arkadaşlarına teşekkür ediyoruz; onlara sabır ve kolaylıklar diliyoruz.