kapat

13.04.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Bebeğiyle ölüme atladı
Kadir'in anne ve babası evlerine taşındığından beri huzuru kaçan Zeynep, karnındaki bebeğiyle evinin balkonundan ölüme atladı

ESENYURT'un Kıraç beldesinde oturuyordu Kadir ile Zeynep. Bir yıl önce çalıştıkları şirkette tanışmışlar ve tutuldukları kara sevdayla soluğu nikah masasında almışlardı. Aileler karşı çıkmıştı bu evliliğe. Kadir bir yandan Zeynep bir yandan yalvarıp yakarmışlardı ailelerine. "Biz birbirimizi seviyoruz. Bize destek olun. Yuvamızı kurmamıza yardım edin" demişlerdi. Ama ailelerinin inadını kıramamışlardı. Öyle olunca da birlikte kaçıp evlenmekte bulmuşlardı çareyi...

MUTLULUKLARI BOZULDU
Kıraç'da şirin bir ev bulup üçüncü katına yerleşmiş, çevredekilerin imrenerek izlediği bir çift olmuşlardı. Zeynep'in hamile olduğunu öğrendiklerinde daha da artmıştı mutlulukları. Bu arada ailelerle de köprüler kurulmuştu yeniden. Henüz gelip gitmiyorlardı ama telefonlaşıyorlardı en azından. Sonra gelip gitmeler de başladı.

Ve tam dört ay önce Zeynep için ölüme uzanan yolculuk başladı. Uysal ailesi Amasya'daki evlerini boşaltıp İstanbul'a yerleşmeye karar vermişti. Zeynep de sevinmişti buna. Dört aylık hamileydi. Olur olmaz her şeye midesi bulanıyor, iş yapmaya kalktığında ağrılar sancılarla kasılıyordu bedeni. Kayınvalidesi Satı Ana da yardımcı olurdu hiç olmazsa... Yine de o gün; Kayınpederi Satılmış ile kayınvalidesini otogarda karşıladıkları o gün yüreği pır pır etmişti hep. Anlamsız bir huzursuzluk kaplamıştı içini. Sonra o huzursuzluk hiç terketmedi Zeynep'i.

Kavga gürültü eksik olmuyordu artık evlerinden. Kayınvalidesi her şeye karışıyor, ya da en azından Zeynep öyle düşünüyordu. Bir yandan da giderek çirkinleştiğini hissediyordu. Vücudu bozuluyor, Kadir artık ona daha az "Seni seviyorum" diyordu. Çok az başbaşa kalabiliyorlardı zaten. El ele bile tutuşamıyorlardı. Bir de iğneli sözler edilince hiç çekilmez oluyordu evleri...

Dayanamayıp bir gün, bir avuç ağrı kesiciyi atıvermişti ağzına. Bıkmıştı artık bu hayattan. Zor bela yetiştirmişlerdi hastaneye. Hemen midesi yıkanmış o da minik bebeği de alınıvermişti ölümün soğuk koynundan.

Sonra yeniden evine dönmüştü. Belki de bütün huzursuzluğu geçirdiği hamilelik nedeniyleydi. Doktorlar demiyor muydu, Hamilelik dönemlerinde kadınların tüm hormonlarının yeni baştan şekillendiğini, hamile kadınların sebepsiz yere yaşamı kendilerine zindan ettiğini...

Neden ne olursa olsun ortadan yok olmuyordu bir türlü. Zeynep hep mutsuz, hep sinirliydi. Hep bağırıp çağırıyor, ağlıyordu. Kadir de çözemiyordu artık onu. Zeynep ailesinin evden gitmesini istiyordu ama nasıl söylerdi bunu onlara. Onlar annesi ile babasıydı.

KADİR'İN ÇARESİZLİĞİ
Yine böyle tartıştıkları bir gün, Zeynep konuyu Kadir'e bir kez daha açtı. Bağrışmaları yine sokaklara taşıyordu. Sonunda eşini ikna edemeyeceğini anlayan genç kadın koşarak balkona çıktı ve kapıyı kilitleyiverdi. Kadir şaşkın biraz da korkulu bakakaldı karısına. Ama Zeynep delirmiş gibiydi. Ağlıyor, bağırıyor, "Bıktım bu hayattan" diye haykırıyordu. Sonra derin bir sessizliğe büründü her yer. Zeynep balkondan aşağı atlamış, kendisiyle birlikte bebeğini de ölüm yolculuğuna çıkarmıştı.

Ağır yaralı genç kadın komşuların da yardımıyla hastaneye kaldırıldı hemen. Bir süre sonra ameliyathaneden çıkan doktor Zeynep'in de bebeğinin de öldüğü haberini verdi Kadir'e. Sonra; acısıyla başbaşa bıraktı genç adamı...

(SHA)


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır