- Dostum, burası harika!
- Teşekkür ederim Leo.
- En az Malibu'daki evim kadar büyük.
- Titanic'i sevdim. Finali hüzünlüydü.
- Ağzımı açtırma. James Cameron'a da dedim: "Cameron, adamım dinle beni" dedim. "Herkes boğulduğumu sanmalı. Ama sonunda masmavi su yüzeyine çıkmalıyım."
- Kesinlikle çok akıllıca. O ne dedi?
- Aptalca olduğunu söyledi. Aç mısın?
- Elbette. Burada ne zaman istersek yemek bulabiliriz. Ne isterdin?
- Hey Bobby, bize atıştıracak bir şeyler getir evlat! Dünya Kralı için bir meyve tabağı, bana da birkaç cheeseburger ve cevizli kek. Dostum, dünya ısınıyor mu ne?
- Leo, bu yönetimimi çok kaygılandıran bir sorun. 1992 yılında göreve başladığımda Amerikan halkına Kloroflorokarbonları yasaklama çağrısında bulundum. O dönemdeki partizan komisyon yüzünden...
- Bu ofis oval değil, yuvarlak!
- Hey, yemek geldi.
- Harika! Geçen yazdı, değil mi? Ağustos ayı filandı, Los Angeles'taydım. Sıcaklık 35 derece filandı. Havuzun kenarında kitap okuyordum. İnanılmaz sıcaktı. "Küresel ısınma bu mu, yoksa yaz olduğu için mi böyle" diye düşünmüştüm kendi kendime...
- Leo, önemli bir noktaya değindin. Küresel ısınma birçok Amerikalı'yı, hatta dünyayı kaygılandıran bir şey. Önümüzdeki yıllarda küresel sıcaklık 3-9 derece yükselecek. Denizlerdeki su seviyesi tehlikeli düzeye gelecek ve görülmemiş ısı dalgaları yaşanacak. Kek?
- Elbette. Dostum ozona neler oluyor? New York'ta bir kulüp var. Ama bu tamamen farklı değil mi? Onlar uzayda bir yerlerdeki bir şeyden bahsediyor.
- Doğru Leo. Ozon dünyayı öldürücü ultraviyole ışınlardan koruyan kalın, zarımsı bir tabakadır. Olmasaydı, dünya varolamazdı.
- Vay canına.
- Bu yüzden 1996'da G7 ülkelerini, sanayileşmiş ülkelerde ozon yayılımını 2002'den itibaren azaltacak bir anlaşma konusunda Amerika ile birlikte davranmaya davet etmiştim.
- Kennedy de bu ofiste miydi?
- Evet.
- Şık adamdı.
- Evet, öyleydi. Tanışmıştım.
- Olmaz öyle şey. Bu yüz yıl önce filandı.
- Öyle geliyor evet, ama 1961'deydi.
- Anlamadığım bir şey var. Kimse kışı sevmez. Hem kalorifer yakıtının pahalı bir şey olduğunu duymuştum. Küresel ısınma bizi sıcak tutacaksa neden kötü bir şey olsun ki?
- Harika bir soru sordun. İnanıyorum ki...
- Daha ne kadar başkanlık yapacaksın?
- Bir yıldan az bir zaman kaldı.
- Nasıl yani?
- Bir başkan en fazla iki kere dört yıllık dönemler için seçilebilir.
- Çok aptalca!
- Evet.
- Dinle beni. Harika söyleşi oldu, ama Fransa'da birileriyle buluşmam gerek. Güneşte uzanacağım. Küresel ısınma bu işte!
DIŞ HABERLER