kapat

15.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
YAVUZ DONAT(ydonat@sabah.com.tr )


Paniğe gerek yok

"Bir kesim Erbakan ile ilgili karara "bu felaket" diye bağırıyor. Yani "312 felaket..." Oysa 312, ulusal birlik için lazım. Ama 312'yi "düşünce özgürlüğünü daraltmadan" düzeltmek de mümkün"

Gündemimiz 312... Yarın "312 tartışması" bitecek... "Başka bir madde" gündeme gelecek... "Maddeleri" konuşacağımıza "sistemi" konuşsak.

Tek tek maddeleri değiştireceğimize...

"Hukuk reformu" yapsak.

"Yasayı" değiştirsek.

Daha doğru olmaz mı?

Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk dedi ki:

- Evet... Doğrusu bu.

- Öyleyse Sayın Bakan?

- Türk Ceza Yasası'nın tamamı değişecek... Ama bu uzun soluklu bir iş.

- Ne kadar uzun soluklu?

- Beş, altı ay komisyon çalışması sürer... Sonra kamuoyunda tartışılması... Altı ay da öyle geçse... Eder, bir yıl... Ardından Meclis... Aşağı, yukarı bir buçuk yılı alır.

SICAK ÖNLEM
Yasa "toptan değişirken" Bakan'ın ifadesiyle "tabii ki 312 de yeniden değerlendirilecek."

Ama...

312 şimdi gündemin "en sıcak konusu" halini alınca...

PANİKLEMEDEN
Sıcak konuya "sıcak önlem" gerekecek.

- Sayın Bakan... Ne yapacaksınız?

- Bir mini demokrasi paketi.

- Kapsamı?

- Koalisyon liderlerinin mutabakatı gerekir... Hükümet içi mutabakat... Ardından toplumsal mutabakat.

Bakan'a dedik ki "ortalık toz, duman."

Ve sorduk:

- Mini paket "hangi takvimde" çıkar?

Adalet Bakanı:

- Bu kadar da aceleye gerek yok... Daha, "Erbakan'la ilgili gerekçeli karar" bile çımadı... Sonra Yargıtay Süreci başlayacak... Yargıtay onaylasa bile... Belki, "karar düzeltme istemi" olacak. Erbakan'ın yanındakilerin telaşını anlıyorum da... Paniğe gerek yok.

Analiz

Doğulu olmamızdan mı acaba, "yumurta kapıya gelmeden" sorunları... Önlemleri konuşmuyoruz?

Yine Doğulu olmamızdan mı acaba, bir konuyu konuşurken ya "siyah" diyoruz, ya da "beyaz."

Oysa siyaset "gri üzerine oturur."

Siyahın da, beyazın da "tonları" yoktur.

Siyaset ise "grinin tonları üzerine" yapılır.

Doğulu olmamızdan mı acaba...

Tartışırken birden sertleşiyor... Acımasız oluyor... "Karşı görüşe" en ağır suçlamaları yapıveriyoruz.

Geçen ay "Meclis'te" bir toplantı vardı.

TESAV ile Türk Parlamenterler Birliği'nin düzenlediği "Türkiye'nin Siyasal Yapılanması" konulu toplantı.

Toplantıda "hoşgörü" konusu konuşulurken...

İsrailli bir parlamenter söz aldı:

- Biz hoşgörüyü Osmanlı'dan öğrendik... Uyguladık... Ve başarılı olduk.

2000 yılında "Osmanlı'nın gerisine düşmek" düşündürücü olsa gerek.

Af
- Sayın Adalet Bakanı... Bugün arefe, yarın bayram... Af ne oldu?

- Gecikti... Bayrama yetişemedi.

- Gündeminizin neresinde?

- Bayramdan sonra ele alınacak konular arasında.

- Takvim?

- Takvim veremiyorum... Zira... Tarih söyleyince bir beklenti oluşuyor... Ardından hayal kırıklığı... Ama çok fazla gecikmeden çıkarmalıyız.

- Ortaklarınızla uzlaştınız mı?

- Uzlaşma kültürünün çok güzel örneklerini ortaya koyan koalisyon ortakları, yeni bir uzlaşma örneği daha vereceklerdir.

- Af "hangi tarihe kadar işlenmiş olan suçları" kapsamına alacak?

- 23 Nisan 1999.

- Bu tarihle oynanabilir mi?

- Biz 23 Nisan 1999 diye düşünüyoruz... Tabii, yüce Meclis ne derse, o olur.

312 nasıl düzelecek?
* Ben İnsan Hakları Bakanı iken 312 konusunda yeni bir düzenleme yapılacaktı... Ama "Recep Tayyip Erdoğan'a yarıyor" denildi... CHP desteğini çekti... Sonra "bazı kaygılar" ifade edilmeye başlandı... Ve yapamadık.

* 312 tamamen kalkmaz... 312'ye ihtiyaç var.

* Bizim 312'nin benzeri bir başka ülkelerde de mevcut... Örneğin İsveç... Basın özgürlüğü kanununda "bizim 312 gibi maddeler" görebilirsiniz.

* Bölücülük... Irk... Mezhep... Din... Ulusal birliğin zedelenmesi... Kin ve düşmanlığı tahrik... Bunlar çok önemli.

* Akşamdan sabaha telaş doğru değil... Ama sağlıklı bir değerlendirme yaparak, konuyu Meclis'in önüne getirmek mümkün.

* Bir kesim, Erbakan'la ilgili karara "bu felaket" diye bağırıyor... Yani "312 felaket." Oysa 312, ulusal birlik için lazım... Ama 312'yi "düşünce özgürlüğünü daraltmadan" düzeltmek de mümkün.

* "312'ye hiç dokunulmasın" diyenlerin kaygılarını gidermek zorundayız.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır