Kritik üç ay
Türkiye'nin geleceğini şu anda uğraştığımız şeyler değil, ekonomik programın başarısı belirleyecek.
Yani Demirel'i ikinci kez cumhurbaşkanı yapma uğraşına yönelik manevralar, Fazilet kapatılacak mı endişesi, Erbakan'ın ömür boyu siyaset yasağını kaldırma tartışmaları, beyinsel enerjimizin hayati önemdeki hedefe yoğunlaşmasını önlüyor.
Geleceğimiz, enflasyonu yenmeyi temel alan ekonomik istikrar programını ne pahasına olursa olsun başarıya ulaştırmaktır.
Yoksulluğun, haksızlık ve hırsızlığın ürettiği terör belasından Türkiye'yi temelli kurtaracak, bölgesinde toplumsal barışa sahip örnek bir model ülke konumuna getirecek mucize, tamamiyle bu programa endekslidir.
Başarı dışardan para gelmesine bağlı.
Bu kaynağı Türkiye'ye yönlendirecek olan yabancılar, her şeyden önce ilk altı aylık dönemin sonuçlarına bakacaklardır. Gidiş iyiyse Türkiye'nin notu yükselecek ve musluklar açılacaktır.
Yani Haziran sonuna kadar hükümetin hem dünyaya hem halka "bu program yürüyecek ve başarıya ulaşılacak" dedirtmesi gerekiyor.
Hakça bir düzen için
O zamana kadar programı, özelleştirmeden gelecek para taşıyacaktı ama bu alandaki performansın iyi olduğu söylenemez. Devlet Bakanı Tunca Toskay "siyasetçiler için kararlılık" çarkını başarının vazgeçilmezi sayıyor. Doğru ama bu kararlılığın şimdiye kadar özelleştirme konusunda kendini kanıtlaması gerekirdi.
KİT'leri siyasetçilerin elinden alıp özelleştirmek hâlâ kolay olmuyor.
Hükümet pazarlıklarının en sancılı tartışmalarını neden KİT'lerle kamu bankalarının partiler arasında paylaşılması oluşturuyor?
Çünkü partiler bunların yönetim kurullarını paylaşırlar ve partizanlarını buralara doldurarak iktidarın nimetlerine kavuşurlar. Zarar da, enflasyonu körükleyen bu yağmanın faturası olarak vergiler, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik ile halka ödetilir..
Hakça, insanca, şeffaf ve temiz bir düzenin, hızlı bir özelleştirmeden geçtiğine artık sosyal adaletçi DSP'nin de inanması gerekiyor.
Sabır için karşılık..
Tarım reformu da istikrar programının vazgeçilmezidir.
Türkiye bir yıl içinde çiftçi envanterini çıkarmaya söz verdi. Bu envanter fakir ve zengin çiftçiler ne kadar ve nerede; hangi tarlaya ne ekiliyor, bunları belirleyecek. Ve tarımsal desteğin adil olarak dağıtılmasını sağlayacak. Türkiye, köylüye destek adına birçok ürüne dünya fiyatlarının neredeyse bir kat fazlasını ödüyor. Devletin bir katrilyon lirasını yalnız Toprak Mahsülleri Ofisi harcıyor.
Ama bu parayı küçük ve fakir çiftçiler değil, büyük toprak sahibi zenginler alıyor. Sadece ihtiyacı olan küçük çiftçilerin desteklenmesi, hem büyük parasal tasarruf sağlayacak, hem de sosyal adaleti daha etkin kılacaktır.
Çiftçi envanteriyle ilgili çalışma hâlâ başlamadı. Hemen düğmeye basılmalı.
Tunca Toskay halktan sabır istiyor.
Sabır, halkın hükümetlere olan şartsız borcu değildir. Açtığı kredidir. Her kredinin de bir teminatı olur.
İktidar, teminat yerine geçecek kararlılığı ve etkin icraatı göstermelidir.