Yeter artık

F.Bahçe, artık bu sezon yapabileceğinin en iyisini gerçekleştirmeye çalışıyor. En iyisi dediğiniz de UEFA Kupası'na girmek. Şampiyonlar Ligi hayal, gidişat onu gösteriyor. Yönetim, şimdiden önümüzdeki senenin planlarını yapmak mecburiyetinde. İyi bütçesi var. Bu da ifadelere göre, tabii. Çünkü, para konuşulurken iyidir de, cepten çıkarılması gerektiğinde biraz zor çıkar.

Burada bir çarpıklık var. F.Bahçe'de herkes çok konuşuyor. Herkes bir telaş içinde. Basın sözcüsü var, konuşur; futbol şubesi var, konuşur. E, diğerleri artık konuşmasın. Çünkü bu antrenör konusu artık "Spor-Loto"ya benzedi. Yok birinin mukavelesi var, ötekinin Milli Takım'ı var. Bıraksınlar bunları, en iyisini getirmeye çalışsınlar. Seyirci de rahatsız oluyor bu durumdan.

Çarpıklıklar tek değil ki! Futbol şubesi sorumluları Selim Soydan ve Şadan Kalkavan değil mi? Ceza da verirler, cezayı da kaldırırlar. Bu yönetimin değil, sorumluluğu kime vermişlerse, onun işidir. 50 kafadan ses çıkması kulübü karıştırır. Yani ön plana çıkmak isteyip, çok konuşan insanlar şunu bilsinler; hem kendileri antipatik oluyorlar, hem de F.Bahçe'yi yıpratıyorlar. Kendi iyilikleri için buna dikkat etsinler. Her kanalda boy gösterip, "Onu alacağız, bunu alacağız" demenin manası yok. Üstelik şık da değil.

Yabancıların hepsi gitsin
F.Bahçe'nin büyük takviyeye ihtiyacı olduğu kesin. Yabancılardan fayda sağlanamadığına göre, hepsini gönderip yenisini almak lazım. Ve Avrupa'da isim yapmış, maç kazandırmış, lider olabilecek nitelikte flaş transferler yapmadığınız sürece işiniz zor olur. Öyle adamlar gelmeli ki, hem F.Bahçe takımına şahsiyet kazandırsın, hem de seyirciyi toplasın; F.Bahçe ile G.Saray'ın arasındaki muazzam farkı sezon başlamadan kapatsın. Eldeki futbolcular da, bu yabancılardan hem profesyonellik, hem de klas olarak ders alsın.

Dolayısıyla, medyaya konuşmak yerine, gidersin, anlaşırsın, imzayı attırır ve ondan sonra adını açıklarsın. İsim yönetimden dışarı sızmaz. Bu işin doğru yöntemi budur. Aksi halde reklam yapmış duruma düşersin. F.Bahçe bu transferlerle düzgün yola girer. Seyirci takımına güvenip tribünleri doldurur, teşvik eder. Dostça uyarayım, idareciler geleceği parlak diye birtakım oyuncular getirmeye kalkmasınlar. F.Bahçe deneme tahtası değil.

Ve son nokta... F.Bahçe'nin hocası ve futbolcuları tuhaf, çirkin beyanatlar vermekten vazgeçsin artık. Faydalı olmayan herkes buradan gider. Bu, 2 kere 2'nin 4 ettiği kadar kesin. Burası Ali Baba'nın çiftliği değil. Burası şampiyonluklara ve yıldızlara alışmış, Türkiye'nin en büyük kulübüdür.