kapat

22.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


Olmadı Mesut bey

Demirel'in Çankaya'daki süresini beş yıl daha uzatmak yolundaki mutabakatı oluşturan zincirin zayıf halkası ANAP'tır.

ANAP bu yüzden yıpratılıyor. Mesut Yılmaz zirvede "evet" deyip sonra kıvırdığı eleştirilerine hedef oluyor.

Yılmaz'ın dün yaptığı açıklama kendi kişiliğini ve "partinin namusu"nu korumaya yönelik bir meydan okumadır.

Ama boş bir meydan okuma:
"Anayasa değişikliklerinin gizli oyla yapılması kuralını değiştiren bir Anayasa değişikliği yapalım, mesele bitsin.."

Buna, sorun çözmek bahanesiyle yeni sorunlar üretmek denir.. Demirel'le ilgili anayasa değişikliğini geçirme zorluğuna çare, ikinci bir anayasa değişikliği değildir..

Çünkü "gizli oy" kuralını "açık oy"a dönüştürmek de Anayasa değişikliği olacağı için meclisteki bu oylama da "gizli oy"la yapılmak zorunda.

Demirel'in ikinci kez seçilmesine direnen milletvekilleri tutumlarını "gizli oy" kuralını değiştirmemek için de sürdüreceklerdir.

Kaldı ki Anayasa'daki o kuralın, ANAP'ın namusunu kurtarmaktan daha önemli, rejim için hayati bir işlevi vardır.

Gizli oy, cumhuriyetin namusuna yönelik bir tehdidin doğabileceği durumlara karşı milletvekillerinin iradelerini korumaya yarayacak bir güvencedir.

Yılmaz, istikrar adına Demirel'in kalmasına "evet" derken kendisini ikna eden sebeplere ya inanmıştır veya takiye yapmaktadır.

Takiye yapıyorsa, kişiliğine yönelen şüphe ve eleştirileri hak ediyor. İnandığı halde arkadaşlarını ikna edemiyorsa lider koltuğunu hak etmiyor.

Bizce Mesut Yılmaz'ın kalbinde yatan aslan kafesinden çıkıp beynine girdi.. Ya ortaya salsın veya ona hakim olsun.

İkilemi, Türkiye'ye zaman kaybettiriyor.

En büyük tehlike kontrolu kaybetmek ve cumhurbaşkanlığı seçimini entrikaların iş yapacağı dar bir zamana sıkıştırmaktır.

İstikrarı asıl bu oyun bozar.

ANAP oynamaktan vazgeçsin!

Çok rutin..

"Bir çuval inciri berbat etmek" sanki tam bu iş için söylenmiş..

Diyarbakır, Siirt ve Bingöl'ün HADEP'li belediye başkanlarının şu dönemde, peş peşe gözaltına alınması şuna benziyor:

Avrupa Birliği'ne doğru koşan Türkiye'nin kendini topuğundan vurmasına!

Türkiye PKK terörünü bitirdi. Soruna demokratik yaratıcılığı ile kalıcı bir çözüm getirmek çabasında.

Yargı bağımsızdır.. Ama devletin de üç temel uzvundan biridir. Bu başkanlar, seçildiklerinden beri devletin tekilliğini savunuyor. Eskiden farklı şeyler söylemiş olduklarını bazı itirafçılar iddia etmiş olabilir. Bunları soruşturmak yargının görevi. Ama bu görevi, Türkiye'ye zarar vermeme duyarlılığı içinde yerine getirmenin yolu yok mu?

Türkiye'nin düzelen imajını desteklemek yargı için bu kadar zor mu?

Seçilmiş insanları ifade vermeye davet etmek yerine sokaktan toplayıp götürmek niye?

"Halin icabına göre rutinin dışına" çıkabilen devlet, kendini rezil olmaktan koruyacak bu durumlarda neden "çok rutin" oluyor?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır