BAŞBAKAN Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda ANAP içerisinde Genel Başkan Mesut Yılmaz'la uzlaştıklarını hatırlattı ve ANAP içindeki tepkiler için "ANAP'ın içişlerine karışmak haddim değil" dedi. Dün gazetecilerin çeşitli konulardaki sorularını yanıtlayan Ecevit'in açıklamaları şöyle:
Cumhurbaşkanlığı seçimi: Benim ve herkesin bildiği gerçek şu, gerek iktidar ortağı üç parti, gerek Meclis'teki iki muhalefet partisi Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilişkili Anayasa değişikliğini ilke olarak kabul etmişlerdir. Bunu kamuoyuna da açıklamışlardır. Ben de onların açıklamalarını gözönünde tutarak, bir iyimserlik içindeyim. Ben hiçbir zaman ANAP'ın içine karışma ya da etkileme işine girişmedim. Bu benim haddim de, hakkım da değildir. Ben herhangi bir ciddi engelle karşılaşılacağını ummuyorum.
* Çiller'in teklifleri birleştirme önerisiyle ilgili daha önce başlamış süreç, devam ediyor. İki muhalefet Partisi, Cumhurbaşkanı'nın doğrudan halk tarafından seçilmesi için önerge vermişlerdi. Bu önergeler ele alınacak. Yeterli oy sağlanamazsa, 5+5 formülü görüşülecek.
* Demirel'in geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde, Güniz Sokağa döneceği yolundaki açıklamanın hatırlatılması üzerine Ecevit, "Artık bu konularda bana birşey sormayın lütfen... Ben üzerime düşen görevi, yerine getirmek için, elimden geleni yapıyorum. Olumlu sonuç alınır veya alınmaz, onun sonuçları daha sonra belli olur" dedi.
* "Gizli oylama için Anayasa değişikliği gerekebilir mi?" sorusuna Ecevit, "Biliyorsunuz, Anayasa değişikliği için de grup kararı alınamaz" cevabını verdi. Ecevit, bu hafta içerisinde bu konuyla ilgili olarak, liderler zirvesinin toplanacağını söyledi.
- Türkiye'de yargı tamamen bağımsızdır. Bu Türkiye'nin bir iç sorunudur. Yargı organlarının yetkisi içindedir. Batı Avrupa'daki, AB'deki ülkeler Türkiye'nin kendi toprak bütünlüğü konusundaki duyarlılığını saygıyla, anlayışla karşılamak zorundadırlar.
Fransa'ya uyarı: Eğer Fransız Parlamentosu'ndan Ermeni tasarısı ile ilgili Türkiye'yi haksız olarak suçlayacak bir karar çıkacak olursa, bu son zamanlarda çok olumlu gelişmeler gösteren Türk-Fransız ilişkilerine bir engel teşkil edecektir. Gerek Chirac'ın, gerekse Jospin'in bu konuda gerekeni yapacaklarını umuyorum.
İran seçimleri:Herhalde İran artık başka ülkelere devrim ihracına kalkışamayacaktır. Türkiye'deki laiklik karşıtı bazı çevreler de, bundan böyle herhalde İran devrimini bir esin kaynağı olarak değerlendiremeyeceklerdir.