Aziz Yıldırım'ı tebrik etmek gerekir. Bu kadar kötü bir takımın başkanı olarak büyük farkla tekrar seçilerek, gerçekten tebriği haketti. Yönetimde tanıdığım isimler var. Zaten oraya herkes F.Bahçe'ye faydalı olmak için geliyor. Ama daha çok kendilerine faydaları oluyor. İnşallah bu kez bu değişir.
Yıldırım "Hatalar yaptım ama değiştim" diyor. Hiçbir camia başkanına "Bir hata daha yap" diye bir şans daha vermez. Ama bu camia verdi. Camia bu kararıyla iki telkinde bulunuyor, "Biz sana inanıyoruz, hatalarını düzelt" diyor. "Desteğimiz arkanda" diyor. Kongreden çıkan sonuç bu!
Burada problem "Aziz Yıldırım değişti mi, değişmedi mi?" Değiştiyse çok faydalı olur. Önceden yazdığım gibi; o da TV'de ikide-bir söylüyor, "Barnabeu gibi başkan" olur. Ama o zaman "İleriye bir değil iki, ortanın sağına da bir futbolcu alman şart" demiştim. Fener Ogün, Abdullah, Alpay ve Sergen gibi iyi adamlar aldı. Sonra Sergen gönderildi. Yıldırım'ın kendi hisleriyle, egosuyla hareket etmemesi lazım. O iyileri yaptı, ama sonradan kesti.
Tesisler lazımdır, ama kulüpte tesis de vardı. Samandıra Ali Şen döneminde başlamış, Yıldırım döneminde tamamlanmış. Hoş, davet edilmedim, görmedim ama... Herkes fevkalede methediyor... Ama tesis oynamıyor ki sahaya çıkıp. Kimse kulüpleri tesisleriyle anmıyor. Takımın aldığı sonuçlarla anıyor. Eğer güçlü bir takım kurarlarsa, bu halden rahatsız olan seyirci yeniden tribünleri doldurur. F.Bahçe alışık olmadığı tarzda oynayarak, neticeler alıyor, bundan taraftar büyük rahatsızlık duyuyor.
Takım üzerinde otorite kuracak, sevgi-saygı oluşturacak insanlar var yönetimde. Yıldırım'ın ifadesine göre mali durum da güçlü. Yıldırım temlikler koyuyor bazen ama parayı veriyor. Bu büyük bir güçtür, hem de rakipleri parasızlıktan kıvranırken... Söylediğim gibi eğer bu oyuncu seçim işini Soydan gibi uzmanlara, Kalkavan gibi tecrübelilere bırakırsa, bunun meyvesini hem F.Bahçe yer, hem de Aziz Yıldırım.