Hemşire Sonay Karasakal, yıllarca, babası tarafından sokağa atılan, yaşayıp yaşamadığını dahi bilmediği annesinin izini aradı; ancak kemikleriyle karşılaştı... Sonay Hemşire, "Çocukluğum, anneme sarılacağım günün özlemiyle geçti. Ancak, sadece kemikleri kalmış" diyerek hikayesini anlatmaya başladı: "İki yaşındayken, babam annemi 4 çocuğuyla birlikte kapının önüne koymuş. Anneme kendi ailesi de 'Hoş geldin' dememiş. Ve babaevinden de kovulmuş. Babam beni ve kardeşlerimi nasıl olduysa yanına almış. Sokakta tek başına kalan annem, bizleri de kaybetmenin şokuyla kendini akıl hastanesinde bulmuş. Ben ve ağabeylerim ayaklarımızın üzerinde durmaya başlayınca babaevinden ayrıldık."

Yıllar sonra Sonay Hemşire ve ağabeyleri, Giresun'dan haber almış; "Köyde, bir kadına ait, sadece kemikleri kalmış bir ceset bulundu. Anneniz olabilir..." Olayın devamını Sonay Hemşire şöyle anlattı: "Annemden geriye kalan bir kafatası, bir de kaval kemiğini İstanbul'a getirdik. Mitekondrial denilen testin Türkiye'de ilk ve sadece Adli Tıp Enstitüsü'nde yapıldığını duyduk. Annemin kemiğinden bir parçayı Adli Tıp Enstitüsü'ne götürdüm. Ve, sonunda, bunun annem olduğu Enstitü tarafından açıklandı."