|
Şok mektup!
Hükümlü Y., İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na, gazeteci Abdi İpekçi cinayetiyle bağlantısı olduğunu bir mektupla bildirdi
Ünye Kapalı Cezaevi'nde gasp ve benzeri suçlardan hükümlü olan Y., el yazısıyla yazdığı 4 sayfalık mektupta İpekçi Cinayeti'yle ilgili şok açıklamalarda bulundu. Y., İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği mektupta, "Gazeteci-yazar Abdi İpekçi'nin nasıl öldürüleceğinin ilk görüşmesi Abdullah Çatlı, Mehmet Şener, Oral Çelik, Mehmet Ali Ağca, Yalçın Özbey ve benim aramda yapılmıştır" dedi.
FİKİR ÇATLI'DAN ÇIKTI
Suikast grubuyla, Ülkücü Gençlik Derneği (ÜGD) Aksaray İlçe Binası'nda 1978 yılının kasım ayında bir araya geldiklerini öne süren Y., İpekçi'nin öldürülme fikrini Abdullah Çatlı'nın gündeme getirdiğini öne sürdü ve şöyle devam etti: "Çatlı, İpekçi'nin ortadan kalkması konusunda direkt muhataplarının bankacı Kemal Derinkök ile uyuşturucu kaçakçısı Abuzer Uğurlu olduğunu, bu işi genel merkezde onayladığını söylemişti."
UĞURLU'NUN BÜROSU
Y.'nin mektubuna göre, İpekçi Suikastı'nın öncesi şöyle gelişti: Önce Abuzer Uğurlu'nun Kadıköy'deki Efes İşhanı'nda toplanıldı. İpekçi'nin öldürülmesinin planlandığı toplantıya, Abuzer Uğurlu, eski MİT mensubu Şahin Tolunoğlu, Abdullah Çatlı, Mehmet Şener, Yalçın Özbey, Mehmet Ali Ağca ve Y. katıldı.
Abuzer Uğurlu, 'İpekçi'nin elinde bir dosya var. Bekir Çelenk, Turizm ve Tekel Eski Bakanı Tuncay Mataracı ve MHP'li eski Bakan Gün Sazak ile görüşüp onlara ince sorular sordu. Önemli bilgiler elde etmiş. Ve yakın bir zamanda bunları Milliyet Gazetesi'nde tefrika halinde yayınlanacak. Yazının yayınlanması birçok şeyin sonu olacak. Bu yazının gazetede yayınlanmaması konusunda yaptığımız girişimlerde sonuç alamadık. İş ortağı ve hemşehrim Kemal Derinkök aracılığıyla gazeteyi alma girişiminde bulunduk. Ancak İpekçi, satın alma fikrine karşı çıktı. Bu konuda gazete patronu Ercüment Karacan ikna edilemedi' dedi. Uğurlu, 'İsteğimize karşı koyan İpekçi'nin bu nedenle ortadan kalkması gerekiyor,' ifadesini de kullandı.
SİLAH ÇATLI'DAN
Kemal Derinkök ile Bekir Çelenk'in rolünün alıtını çizen Y.; nasıl görev bölümü yaptıklarını ise şöyle anlattı: "Abdi İpekçi'nin gazeteye ve eve gidiş-geliş saatlerini, arabasının park ettiği yerleri tespit ettik."
"Yalçın Özbey, Mehmet Ali Ağca ve ben; İpekçi'nin eve gelip gidiş saatleri, sokak durumunu, sokaktan açılan yolların bağlantılı olduğu cadde ve sokakları inceleyecektik. Abdullah Çatlı, silah işini, Oral Çelik ise pasaport işini çözecekti. Bütün bu ön çalışmalar yapılıp 1979 yılının ocak ayında iş bitirilecekti. Bu arada Taksim'de Inter Continental Oteli'nin arkasındaki parkın karşısındaki dar sokakta Özbey tarafından bir ev tutuldu. Ev giriş katıydı ve eski bir binaydı. Mehmet Ali Ağca da Aksaray'daki Dali Oteli'nden bu eve taşınmıştı."
"İŞ TAMAM"
"Çatlı'nın isteği üzerine, o tarihte İTÜ'de öğrenci olan Yavuz Çaylan'ın olayda arabayı kullanması planlandı. Zira, Yavuz iyi şofördü. İpekçi'nin Ankara'ya gittiği öğrenildikten sonra havalimanına gidilip, aracını oraya bırakıp bırakmadığı kontrol edildi. Çünkü araç orada ise uçaktan inip aracına binecekti. Eğer durum uygun olursa gerekli tertibat alınıp iş orada da bitirilebilirdi. Bu fikir Çatlı'ya aitti. Kendisine planın bu kısmının riskli olabileceğini söyleyerek uygulanmaması gerektiğini kabul ettirdik. Ve 1 Şubat 1979 günü saat 19:20 sıralarında; İpekçi, BMW model özel otomobiliyle evinin sokağındaki köşeyi dönerken olay tamamlandı.
"Tetiği kim çekti," sorusuna şimdilik cevap vermeyeceğini belirten Y., gerekçe olarak şunları söyledi: "Burada bahsetmiş olduklarım sadece özettir. Olaydan sonraki bilgilerim ve daha geniş açıklamalarım için özellikle can güvenliğimin sağlanmasını ve talebim olan cezaevlerinden birine nakil edilmek koşulumun kabul edilmesini istiyorum."
Bu mektup Y. tarafından 4 Ocak 2000 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ulaştırıldı. Mektubu dikkate alan savcılık hemen harekete geçti ve olayı soruşturmaya başladı.
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|