BİR belediye otobüsü veya kitap fuarlarının ilk günü kadar kalabalık olan Fenerbahçe Kongresi, Türkiye'de birşeylerin değişmekte olduğu yönündeki görüşümü pekiştirdi. Türkiye'nin enflasyonu düşürerek ekonomide yeni bir sayfa açmayı denediği bir dönemde Fenerbahçe de yeniden yapılanma sürecine girmiş görünüyor. Ancak bu süreç enflasyonu düşürme süreci gibi biraz sıkıntılı ve sancılı olacak gibi görünüyor.
Eski alışkanlıkların değişmesi kolay değil. Önümüzdeki iki yıl eski ile yeninin koalisyonu olarak bir "geçiş dönemi" niteliğini taşıyacak. Kulüpteki yenilenme devam ettiği takdirde başarılar arka arkaya gelecek. İki günlük kongredeki konuşmalara, genel havaya ve yeni yönetimin bileşimine baktığımızda şu tespitleri yapmak mümkün.
* Tek adam yönetimi önümüzdeki dönemde ister istemez gücünü kaybedecek. Yönetim Kurulu'nda, kararları başkanın tebliğ etmesini artık kimse beklemesin.
* Seçimi kazanan ve kaybeden ekipte yaş ortalamasının geçmiş dönemlere göre düşük olması ve çoğunluğun ekonominin finans, medya ve sanayi gibi dinamik sektörlerinden gelmesi gelecek için ümit veriyor. Genç üyelerin sayısının artması ve bu kesimin kulübe sahip çıkması da çok önemli bir gelişme.
* Geçmiş dönemlerdeki yönetim kurullarında müteahhitlerin ezici bir ağırlığı vardı. Yeni dönemde bu ağırlığın ekonominin modern sektörleri ile dengelenmesi işlerin rayına oturacağına işaret. Ancak bu kişiler kendi işlerinde uyguladıkları çağdaş yönetim tekniklerini kulüpte de kullanmak zorunda. Aklımıza gelen birkaç öneri var.
* Kulüpte bir nakit yaratımı ve yönetimi birimi kurulmalı. Bunun için İtalyan ve Alman ligleri ile ilgili araştırmalar yapan Deloitte Touche, Morgan Stanley ve Nomura Securities gibi dünya çapındaki kuruluşlardan danışmanlık hizmeti alınabilir. Bu bağlantılar, Fenerbahçe'nin faiz kurbanı Galatasaray'ın durumuna düşmesini önler.
* Oluşturulacak bir "araştırma ve izleme birimi" ise Türkiye'de 2. ve 3. ligin tüm futbolcuları ile Güney Amerika, Afrika ve Avrupa'da geleceği parlak futbolcuların kariyerlerini büyüteç altına almalı. Kaset veya iki maç izleyerek futbolcu almak gibi ilkel yöntemler artık bir tarafa bırakılmalı. Kalkavan-Soydan ikilisi bu hataları önleyecek deneyime sahip.
* Takımın yenilenmesi için iki yıllık bir plan yapılmalı ve transfer çalışmaları Mart ayı içinde başlamalı.
Taraftarın gözüne hoş gelen ve sonuç alıcı futbol ekolü belirlenerek buna göre transfer yapılmalı. Futbolcuya göre taktik değil, belirlenen strateji ve oyun tarzına göre futbolcu seçilmesi ilke olarak kabul edilmeli.
* Kulübün geleceğine yatırım yapmak için istekli gençler, İngiltere'deki üniversitelerde futbol yönetimi ve menajerliği için açılan MBA programlarına yollanmalı.Bu gençler bir de Arsenal gibi, diyetisyeni, spor hekimi, psikologu olan bir kulüpte staj yaptıklarında Fenerbahçe'de menajer yardımcısı olarak başarılı olabilirler.
* Basın ve taraftarla ilişkiler daha düzenli yürütülerek kulüpteki yüksek tansiyonun zamanla düşürülmesi hedeflenmeli.
* Takımda sakatlanma oranı diğer kulüplerden daha yüksek olduğu dikkate alınarak bu konuda gerekli önlemler alınmalı.
Taraftar, takım yense de yenilse de futbolcuların terinin son damlasına kadar mücadele etmesini, kendilerine iyi bakmasını istiyor. Savaşan bir takım puan cetvelinde kaçıncı olursa olsun tribünleri doldurur. Yeni yönetim için çıta artık Avrupa başarısı olmalı. Tıpkı tüm Türkiye için olduğu gibi.
FARUK TÜRKOĞLU