Sonucu bilmiyorum ama her şey gelen işaretler doğrultusunda gelişirse, bugün Avrupalılığa bir adım daha atmış olacağız.
Aday ülke olmamızın, bizi bekleme salonunda misafir etme anlamına geldiğini biliyoruz: Yıllarca sürecek bir bekleme bu.
Ama her şeye rağmen Avrupa kimliğinin bir parçası olduğumuz ve Türkiyesiz bir Avrupa düşünülemeyeceği ortaya çıkacak.
İki yüzyılı aşkın bir süredir kurduğumuz düşün doğrulanması anlamına gelecek.
Umarım hayal kırıklığına uğramayız.
Avrupalı olmak; kendi kültür kimliğimizden, özelliklerimizden, geleneklerimizden vazgeçmek anlamına gelmiyor.
Biz bugüne kadar Avrupa'yı bir bütün olarak düşündük.
Sanki bu kıta; biz ve Avrupa diye ikiye bölünmüştü.
"Avrupa Avrupa duy sesimizi!" diye bağırırken, tek ve bütünleşmiş bir insan grubuna sesleniyorduk.
Oysa öyle bir grup yoktu ki.
Avrupa, belirli ilkeler çerçevesinde birleşmiş değişik ırklar, dinler ve kimliklerden oluşuyordu.
Çok yakın zamana kadar birbirleriyle savaşmış ülkelerdi bunlar.
Fransa, yarım yüzyıl önce ezeli düşmanı Almanya'nın çizmeleri altındaydı.
Ama bugün egemenlik haklarının bir kısmını devrederek Almanya ile işbirliğine girişiyordu.
Kısaca Avrupa deyip geçtiğimiz ülkeler Portekiz ile İsveç gibi birbirine hiçbir bakımdan benzemeyen ülkeleri içermekteydi.
Bu iki ülkenin ne kültürleri benzerdi birbirine, ne insanları, ne dinleri, ne yemek zevkleri, ne yaşam biçimleri, ne de mizah anlayışları.
Portekiz İsveç'ten çok bize benziyordu.
Ama bütün bu ilkeleri, ortak çıkarlar ve ortak sorumluluklar bir araya getirmişti.
"Kopenhag kriterleri" olarak ifade edilen kurallara bağlıydılar.
Bugünden sonra biz de kendi kimliğimiz ve kişiliğimizle Avrupalı olacağız.
Tutarlı olabilmek için ilk koşul, Kopenhag kriterlerinin insan hakları, saydamlık, adalet ve demokrasi ilkelerini içimize sindirmek.
Artık bundan sonra Türkiye eskisi gibi olmayacak.
İlk ve tek Avrupalı müslüman ülke olarak, dünya uygarlığına önemli katkılarda bulunma fırsatı geçiyor elimize.
Bu muhteşem fırsatı, iç politik oyunlara, hırslara, önyargılara, gündelik öfkelere ve ucuz kahramanlık nağmelerine kurban etmeyelim.