Hukuk konuştu, sıra akılda
Toplumsal hafıza çok zayıf... İlkokula başladığımız günü hatırlıyoruz da... Dün yediğimizi (yemeği ya da kazığı) çabuk unutuyoruz.
"Helsinki kavşağında" kaleme alınan bu yazının amacı, toplumsal hafızayı "uyarmak."
Tarih 12 Eylül 1963.
Başbakan İsmet İnönü dedi ki:
- Türkiye, Batı ile "kader birliği anlaşması" yapmıştır. (Ankara Anlaşması.)
"Avrupa Birliği'nin babası... Dönemin, AET Başkanı" Hallstein de, "İnönü'ye yanıt olarak" dedi ki:
- Evet... Türkiye "Avrupa'ya aday" iki ülkeden biridir. (Diğeri Yunanistan.)
Yani...
1963 Türkiyesi "iddialıydı, itibarlıydı."
***
Tarih 1970...
Demirel, Başbakan.
Avrupa ile "Katma Protokol" imzaladık.
Protokol "üç ayağa" oturuyor:
1. 1996'ya kadar Gümrük Birliği gerçekleşecek.
2. Sonra, tam üyelik.
3. Ve bu arada da... "Serbest dolaşım" 1976'da başlayacak, 1986'da tamamlanacak.
Unutmayalım ki...
Serbest dolaşım "bütün hakların anası." Yani...
1970 Türkiyesi yine "iddialı, itibarlı."
***
1976'da Avrupa'da "Ortaklık Konseyi" toplandı.
"Dışişleri Bakanları" bir araya geldiler.
Ve dediler ki:
- Türkiye'ye "mali desteği" konuşalım... Tarımda "ufak, tefek tavizler" verelim... Ama "serbest dolaşımı" konuşmayalım.
Çağlayangil ayağa kalktı:
- Öyleyse benim burada yerim yok.
İlk uçakla Ankara'ya döndü.
"Bir hafta sonra" Avrupa, Çağlayangil'i geri çağırdı:
- Tamam, serbest dolaşımı da konuşacağız.
Yani...
1976 Türkiyesi de "iddiasını... İtibarını" korumakta, başarılıydı.
***
1976'da "çok önemli bir hak" elde ettik:
- Avrupa'daki Türkler'e, AET üyesi ülke vatandaşlarından sonra "ikinci öncelik" statüsü verilmiştir.
Bu statü ile, bir anda, "Yunanistan, İspanya ve Protekiz'den daha fazla hakka" sahip olduk.
Yani...
1976 Türkiyesi "itibarın... İddianın" zirvesinde.
1976 "Avrupa'ya en fazla yaklaştığımız dönem.
***
Tarih 12 Eylül 1980.
Asker "yönetime elkoydu."
18 Eylül'de "Ortaklık Konseyi" toplandı. Ve "üç yeni hak" daha elde ettik:
1. Oturma ve çalışma izninde yeni haklar.
2. Sosyal alanda yeni haklar.
3. Mali yardım.
Yani...
"Askeri yönetime rağmen" Avrupa'nın kapısındaydık...
***
Sonra "6 Kasım 1983 seçimleri" yapıldı.
Sonra Almanya bize "askeri hibe" olarak, 150 tank verdi.
Sonra Helmut Kohl "Türkler, Avrupalı değil" dedi.
Sonra Avrupa Adalet Divanı "evet... Türkler'in serbest dolaşım hakkı var ama... Bunun uygulama yönetmeliği çıkmadığı için... Uygulanamaz" kararını verdi.
"Karşı tez" ortaya koyamadık.
"İddiamızı, itibarımızı koruyamadık."
***
Ve 14 Nisan 1987'de...
Avrupa'nın "yapmayın... Geri çeviririz" demesine rağmen...
"Tam üyelik" için başvurduk.
"Altyapısız... İç politikaya dönük" bir başvuruydu.
Nitekim "bugüne kadar" oyalandık.
***
Ey toplumsal hafıza!
Bugün sevinçten ister "timsah yürüyüşü" yap, ister "havai fişek" at.
Ama "dünü unutma."
Beğenmediğimiz, yerden yere vurduğumuz dün "bugünkünden çok daha saygın olduğumuz gün."
Bu da "şimdiki hükümetin" dünün itibarını... İddiasını yeniden elde etme kavgasından belli değil mi?