Avrupa Birliği'ne aday oluyoruz diye neredeyse havai fişekler atacağız. Bana kalırsa bu adaylık kabul edilse de, biz verilen bu imkanı adam gibi kullanamıyoruz. Avrupalı olmak o kadar kolay değil... Adamların bizi aralarına almak için ince eleyip, sık dokumaları da bu yüzden... Farzedelim ki, Avrupa Topluluğu'na girdik. O zaman havaalanlarımız ne durumda olacak?...
Geçenlerde isterseniz tarih de vereyim, 17.10.99 saat 21.15'de, uçuş numarası 9817 olan Rus yolcu uçağı havaalanına indi. Yolcular C terminaline götürüldü. Pasaport kontrolü için hazırlanmış olan 11 geçiş yerinden sadece altısında polis bulunuyordu. Diğer yerler ise, kapalı idi. Arkadan bir uçak, bir uçak daha indi, 1000'e yakın yolcu buraya yığıldı. Altı tane polis ne yapsın?... Adamlar sabaha karşı dışarı çıkabildiler. Tabii bunların içinde hep Rus değil, 50-60 kadar da Türk yolcu vardı. Onlar da aynı eziyeti çektiler. Hiç olmazsa onları ayrı bir bankodan daha kolaylıkla içeri alamaz mıydık?... Millete cehennem azabı çektirmenin anlamı ne?...
Demin de söyledim ya Avrupa Birliği'ne girmek güzel şey, büyük bir avantaj... Ama bir takım düzenlemelerimizi de onların seviyesine getirmemiz şart... Eğer biz bildiğimizi okuyamaya devam edersek, adaylığımız çok daha uzar. Ta ki onların seviyesine gelene kadar.
Vay efendim vay!...
Biz yazarlar biraz tuhafız... Bazen çok alicenap davranıp, tepedekilerin yaptıkları en ufak iyi bir şeyi dahi göklere çıkarıyoruz, o zaman da onlar diğer hatalarını unutuyorlar. Medyamız bazı büyüklerimizi hak etmedikleri derecede yüceltiyor... Halbuki bazı konuların perde arkasını verebilsek, o zaman halk, "Bunların Allah layığını versin" diyecek.
Geçenlerde bir açılışa şahit olan vatandaş anlatıyor; "Allah layıklarını versin. Bir yerler açmaktan başka birşey bilmezler. Arkalarında bir sürü yaltakçı ve yalaka var. Aytaç'ın açılışındaydık. Oraya varınca devletin tepesindekilerin geleceğini anladık. En tepedeki zat 2 saat sonra helikopterle çıka geldi. Tabii böyle gelmesi normaldir, çünkü geleceği yerden burası 130 km kadar vardı.
Bu kadar zaman karayolunda harcanamazdı. Ama ne göreyim, bu şahıs için açılış yerine 2 adet de karadan zırhlı Mercedes gelmiş. Beyefendi 6 adet boğa kurban edilerek karşılandı. Mercedesler beyefendiyi helikopterden alıp, tören alanına getirdiler. Tören alanı ile helikopter arasında ancak 100 veya 150 metre vardı. Tabii bizim beyefendimiz o kadar yürütülmemeliydi. Helikopterden tören yerine bu Mercedeslerle geldi, sonra yine 150 metreyi de bu Mercedeslerle kat etti, helikopterine bindi ve gitti. Sonra bu Mercedesler tekrar şoförleri tarafından merkeze götürüldü. Toplantıda bulunan halkın ise, çoğunun ayağında kara lastikler bulunuyordu. Sırtlarında ise üşümelerini dahi önlemeyemecek çaputlar vardı."
Evet bunları ben görmedim, vatandaş anlatıyor. Eğer bir yanlış tarafı varsa yollanacak düzeltme yazısını da yayınlamaya hazırım.