Kürsüde Dönemin Başbakanı Turgut Özal, Türkiye'nin o dönem adı AET olan AB'ne tam üyelik başvurusunda bulunduğunu açıklıyordu. Özal cümlesini noktaladığında, sesine de yansıyan heyecanı dinleyenlere yansıyor ve salon alkıştan inliyordu. Gazeteciler büyük heyecanla haberi Türkiye'ye duyurmak için telefonlara koşuyordu...
Türkiye'nin heyecanla beklediği "kabul" için başvuru bundan tam 12 yıl önce yapılmış ve tüm Türkiye sürpriz başvuruyu Özal'ın bu açıklamasıyla duymuştu.
12 Eylül 1980'de ordunun yönetime el koymasının ardından 1992 yılında Barış Derneği davası ve siyasi partilerin kapatılmasına tepki gösteren AET, Türkiye ile ilişkilerini askıya almıştı. İlişkilerin Avrupa Parlamentosu ile Türkiye'nin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi'nin Türkiye'deki demokrasi ve serbest seçim koşullarını olumlu bulması şartına bağlı olarak normale dönebileceği de açıkalanmıştı.
1983'de gerçekleştirilen seçimlerden sonra işbaşına gelen Turgut Özal, Türkiye-AET ilişkilerinin normalleşmesi için çalışma başlattı. 1986 yılında Ortaklık Konseyi düzenlemeyi başaran Türkiye, ilişkilerde en üst düzeyde kurumsal düzelmeyi bu toplantı ile gerçekleştirdi. Bunun ardından AB'nin de beklemediği bir adım atan Turgut Özal, tam üyelik için başvurulmasını kararlaştırdı. Tam üyelik başvurusu 14 Nisan 1987'de Turgut Özal hükümetinin Dışişleri Bakanı Ali Bozer aracılığıyla yapıldı.