Yüzyıl ve binyılın sonuna geldik. Futbolun da sonunun başlangıcına geldik diyebiliriz. Koyu kahverengi deri toplar, yağmurda balçık sahalar, 16 takımlı Dünya Kupası, üç küçücük ülke Şili, İsviçre, İsveç'te bile yapıldı. TV'de futbol programları cumartesi akşamları yarım saatti. TV'de canlı yayın yoktu. Sadece önemli uluslararası maçlar canlı yayınlanırdı.Takımlar iki puan sistemiyle, sadece 1 yedek oyuncu değiştirebilirdi! 1960'da İngiliz futbolu krizdeydi! 1953-54'deki Macar yenilgilerinin de bunda büyük payı vardı. 1960'larda Real Madrid fırtınası, Frankfurt'un başarıları dillerdeydi! Eskiler böyle...Peki yeni yüzyıl neler getirecek?
Kesin olarak kriz gözüküyor. TV'ler futboldan sıkılıp kendilerine yeni bir oyuncak bulacaklar. Multi trilyonluk futbolda en büyük finansal kaynağın kaybolması ile taşlar yerinden oynayacak. Genç oyuncu yetiştirme politikası yeniden önem kazanacak. Oyunda teknik, fizik kondisyonun yanında ikinci planda kalmaya devam edecek.
Yavaş yavaş da toplumun isteği doğrultusunda teknoloji oyuna girmeye başlayacak. Hakemlik standartları da yükselecek. Bayan futbolu da daha aktif hale gelecek. Bu yıl Şampiyonlar Ligi'nde Molde-Real Madrid maçında Fransız bayan hakem Nelly Viennot 4'üncü hakemdi.