G.Saray'ın bu yılki temposuna ayak uydurmak gerçekten zor. Her maçını takip eden bizleri bile yordular. Bu yoğun tempoya rağmen G.Saray ligde lider, UEFA'da devam ediyor, ülke puanlarını yükseltiyor. Rakipleri kendi içlerinde kavga ederken, o sistemini kurmuş, her alanda arayı açtıkça açıyor.
Maddi sıkıntıların, sakatlıkların ardına hiç saklanmayarak, övgüyü en fazla hakeden kişi Fatih Terim. Saha içindeyse 3 günde bir büyük fizik mücadele ortaya koyan, tekmeye bile kafa uzatan futbolcuların haklarını teslim etmek gerekiyor.
G.Saray'ı 3 yıldır taşıyan isimler belli. Bu sezon ise özellikle orta sahada oynayan üç isim var ki, farklı bir yerleri var. Suat, Emre ve Okan... Suat isimsiz kahraman... Kişisellikten uzak, kendini göstermek için farklı şeyler peşinde koşmadan, yeteneklerini sadece takımı için kullanan bugüne dek seyrettiğim en faydalı oyuncu.
İlginç bir isim var: Capone. Zaman zaman hata yapıyor. Yeteneğinden çok yüreği var. Bologna maçında bir tereddütü gol oldu. Ama kademeye fedakârca girip kurtardığı 3 pozisyon var ki, G.Saray belki bu sayede yoluna devam ediyor.
Kenarda kalmasına üzüldüğüm bir isim ise Tugay. Böyle bir yetenek onca sakat varken kulübede oturmayı nasıl hazmeder? Kimse hocanın takdiri demesin. Terim gibi zeki ve işini iyi yapan bir insan bindiği dalı kesmez. Ama Tugay'dan aldığı mesajlar herhalde olumlu değil Tugay önce temposunu arttırmalı. Bunun da yolu antrenmanlarda iyi çalışmaktan geçer. Maç gibi kıran kırana geçen G.Saray idmanlarında o da formayı çok istediğini göstermeli. Sadece ara sıra değil, sürekli...
Bir diğer üzüntüm de genç Alper'in Bologna maçında yaşadığı talihsizlik. Geçmiş olsun Alper... Sağlığına kavuşup bir an önce sahalara dönmen en büyük dileğimiz.