Yeni kurun 10 etkisi
Gazi Erçel, yeni kur ve para politikasının yansımalarını şöyle değerlendirdi:

* TOPLUMSAL ETKİ: Enflasyonu en az maliyetle aşağıya çekebilmenin altında, toplumun enflasyonist bekleyişlerini aşağı seviyelere indirebilmek yatmaktadır. Programa olan güven ne kadar fazla ve sürekli olursa, toplumun her kesimi tarafından ne kadar çok benimsenirse, maliyet en aza indirilirken, enflasyonla mücadelede başarı o derecede yüksek olacaktır.

*ALIŞKANLIKLAR: Geçmişe yönelik endeksleme alışkanlığı terkedilmelidir. Fiyat oluşumu ve ücret taleplerinde eski alışkanlıkların sürdürülmesi üretimin ve istihdamın daralmasına yolaçacaktır.

*ORTA DİREK: Enflasyonun düşürülmesi Türkiye'ye orta sınıfı yeniden kazandıracak. Kaybettiğimiz orta sınıfı keşfedeceğiz. Düşük enflasyon, yatırımı ve iş bulma olanaklarını arttıracak.

*KAMU SEKTÖRÜ: Program çerçevesinde kamu kuruluşlarının mali yapılarında öngörülen iyileşme, bu kuruluşların açıklanan kur sepeti paralelinde fiyat artışları yapmalarını sağlayarak enflasyon üzerine kamu sektöründen gelecek baskıyı giderecektir.

*İHRACATÇI: TEFE içinde yüzde 55 ağırlığa sahip olan ve çoğunlukla dış ticarete konu malların üretildiği özel imalat sanayiinde faaliyet gösteren firmalar rekabetin artacağı bir dönemin başladığını farkedecek. Bu nedenle fiyat ve ücretleri belirlerken hedef enflasyonu gözönüne almaları önem kazanacak.

*FAİZLER: Kamunun borçlanma gereğinin yüksekliği, inişli çıkışlı enflasyonist ortam, döviz kur riski, politik belirsizliklerden kaynaklanan riskler ve diğerfaktörler yurtiçi faizlerin üstündeki risk priminin artması sonucunu doğuruyor. Önceden açıklanan ve enflasyon hedefine yönlendirilen kur sistemine geçilmesi, yurtiçi faizler üzerindeki risk priminin önemli bölümünü yokedecek. Faizler aşağıya inecek.

*PROGRAM PROMOSYONU: Programın Anadolu'da tanıtımını yapacağız. Hazine ve Merkez Bankası'nda yatırımcılar için danışma merkezleri kurulacak. Programın başarısı sonuçlarıyla olacak. İlk aşamada reel faizler düşecek. TL'ye olan güven artacak.

*KARARLILIK: Beklenen enflasyon bir iki ay yüksek çıkabilir. Karamsarlığa kapılmayalım. Programı kararlılıkla uygulamaya devam edelim. Enflasyon yüzde 60'lardan yüzde 20'lere indiğinde çok önemli bir işi başarmış olacağız. Yüzde 20'lere geldiğimizde aşağıya inmek çok daha kolay olacak.

*ÇIKIŞ YOK: Elimizdeki tarihi fırsatı kullanmak zorundayız. Güçlü bir siyasi irade ve uluslararası kuruluşların desteği var. Bizim bu programı esnetme lüksümüz olamaz. Programdan herhangi bir çıkışımız yok.

*AB NORMLARI: Enflasyon tek haneye düşünce Avrupa Birliği Maastrich ve Kopenhag kriterlerine ekonomik açıdan uyum sorunumuz ortadan kalkacak. İlk aşamada, 2000 yılında deprem harcamaları hariç GSMH'nin yüzde 5'i oranında faiz dışı bütçe fazlası verilmesi, borç stokunun GSMH'ye oranının yüzde 61'de sterilize edilmesi mümkün olacak.

GAZİ ERÇEL'DEN 10 MESAJ
Enflasyon hedefine yönlendirilen kurlar, faizlerdeki risk primini azaltacak.

Enflasyonun en az maliyetle indirilmesi için geçmişe geçmişe dönük endeksleme alışkanlığının terkedilmesi gerekir.

Kamu sektörü enflasyonla uyumlu fiyat ayarlaması yapacak.

Firmalar için fiyat ve ücretlerini hedef enflasyona göre artırmak önem kazanacak.

Program toplumun her kesimi tarafından benimsenirse enflasyon en az maliyetle aşağıya indirilecek.

Enflasyon 2000'de yüzde 20'ye inerse, güven artacak, bu noktadan aşağıya inilmesi kolay olacak.

Enflasyon bir-iki ay yüksek çıkabilir, karamsarlığa kapılmayalım.

Enflasyon tek haneye inince AB'nin Maastrich kriterlerine uyum sorunu ortadan kalkacak.

Enflasyonun düşmesi orta sınıfı Türkiye'ye kazandıracak. Bu programdan kaçış lüksümüz yok.

Programın Anadolu'da tanıtımını yapacağız. Hazine ve Merkez Bankası'nda yatırımcılar için danışma merkezleri kurulacak.

TEPKİLER... TEPKİLER... TEPKİLER...

İHRACAT CEPHESİ
Üzerime düşeni yaparım
*Dış Ticaret Müsteşarı Kürşat Tüzmen
İhracatçI kur ve enflasyonu bilir, belirsizlik ortadan kalkarsa uzun soluklu bakış açısını yakalayacaktır. İhracatçı bugüne kadar iki şeyi görmek istiyordu. Bir, enflasyon ne olacak? İki, döviz kuru ne olacak? Bu iki parametreyi verdiğiniz zaman geri kalan işleri zaten kendisi hallediyordu. Kaldı ki son birkaç yıldır kur politikasına dayalı ihracat desteği de zaten uygulanmıyordu. İhracatçı kur avantajına dayalı politikalarla mesafe almasının güç olduğunu farketmişti.

Ben de bu hedefe göre üstüme düşeni yapacağım. İhracatçının kalite unsuruna, pazar ve ürün çeşitlendirmesine ağırlık vermesini sağlayacak politikalar izleyeceğim."

BANKA CEPHESİ
Büyümemiz lazım
* Halkank Genel Müdürü Yenal Ansen:
Bİr ülkenin reel sektörü gelişiyorsa o ülkenin ekonomisi de büyümüş oluyor. Bu ülkeyi özel sektör eliyle kalkındırıyoruz. Özel sektörü de dünya şartlarındaki finansman desteklemek zorundayız. Merkez Bankası'nın yeni kur ve para politikalarını ekonomide istikrara ve reel sektöre yatırım olarak görüyorum. Madem üretimde, pazarlamada, ihracatta dünya seviyesindeyiz, kur politikalarında da aynı seviyeye çıkıyoruz.

Yeni politikaları doğru buluyorum. Enflasyon hedefine göre kur politikasında da bazı kararlar alınması gerekiyordu. Umuyorum 2000 yılında reel sektörün önü açılacaktır. Dışardan alacağımız kaynaklar, içerdeki faiz oranlarındaki düşüş reel sektöre yarayacaktır. Bankacılık toplumsal yapıldığı zaman bankacılıktır. Bu tür bankacılığı yapmazsak, diğer türü kendiliğinden piyasadan çekilecektir. Bu politikalar bizi daha fazla cesaretlendirip ümitlendiriyor. Aksi taktirde biz bu maliyetlerle çalışmaya devam edersek, devakmlı olarak istihdam küçülüyor ve üretimde azalıyoruz. O zaman dünyaya satacak malınız da olmayacaktır. Şimdi tablonun yeniden çizildiği görülüyor.

Yürekten destekliyorum
Vakıfbank Genel Müdürü Altan Koçer:
Yürekten desteklediğimi söyleyebilirim. Alsında birkaç öncesinden bu yana bankaların sadece hazineyi finanse etmeye dönük politikaları yavaş yavaş terketmesi gerektiğinin sinyalleri alınmıştı. Şimdi işin rengi belli oldu. Merkez Bankası'nın yeni kur ve para politikası ile reel sektörle çalışmayan, kredi portföyü geniş olmayan bankalar için derlenip toparlanma zamanı gelmiştir. Geleneksel bankacılık Türkiye'de 2000 yılında başlayacaktır. Geleneksel bankacılık ise reel sektörle çalışan bankacılık demek. İstikrarlı kur ihracatçı için perspektif yaratacak, belirsizliği kaldıracak. Özellikle ihracatçının kullandıkları döviz kredisi faizleri ucuzlayacak. Bize göre, kısa süre sonra döviz kredisi faizleri tek haneye inecek. İhracatçılar için bir pnoblem doğacağını sanmıyorum.