kapat

15.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
İPEK CEM(ipek.cem@sabah.com.tr )


Clinton Türkiye'de

Beklenen an gelip çattı ve ABD Başkanı Clinton Türkiye ziyaretine başladı.

Bir önceki gün eşi Hillary ve kızını ülkemize gönderen Clinton, Ankara'daki temaslarının ardından 18-19 Kasım'da AGİT zirvesine katılacak. ABD Başkanının ziyaretini olağandışı bir niteliği yok. İlginç sayılabilecek bir yönü, Türkiye öncesinde ziyareti planlanan Yunanistan'a güvenlik gerekçesiyle 24 saatliğine daha sonra gidecek olması.

Clinton Türkiye'ye 10 günlük bir Doğu Akdeniz ülkeleri ziyareti çerçevesinde geliyor. Türkiye ile ikili temaslar ve AGİT zirvesi sonrasında, Yunanistan, İtalya, Bulgaristan, Makedonya ve Kosova'ya gidecek. 23 Kasım'da Kosova'daki barış gücü mensubu Amerikan askerleriyle ABD'nin geleneksel Şükran Günü yemeğini yiyecek olan Clinton, daha sonra ülkesine dönecek.

Yabancılar Balkan Clinton Türkiye ziyareti ve AGİT zirvesinde öncelikli bazı konulara değiniyor. 1)Türkiye'nin artan stratejik ve bölgesel önemi. 2)Bakü-Ceyhan boru hattı projesi. 3)AGİT bünyesindeki Clinton-Yeltsin görüşmesinde Çeçenistan ile ilgili endişelerin ön plana çıkması. Ziyaretin ve zirvenin gündemi bu konularla kısıtlı değil. Yunanistan ve Kıbrıs konuları da şüphesiz ikili görüşmelerde ön plana çıkabilir. AGİT zirvesinin gündemi ise zaten önceden belirlenmiş bulunuyor.

Türkiye'nin artan stratejik ve bölgesel öneminden bahsederken, geçtiğimiz yılda iyice belirginleşen ABD-Türkiye yakınlaşması göze çarpıyor. Bu yakınlaşma, ABD'nin Türkiye'nin AB üyeliğine tam desteğinde de görülüyor. Konunun uzmanı Büyükelçi Sayın Nüzhet Kandemir'e göre ABD `eskiye nazaran daha cesaretle Türkiye'yi ön plana çıkarıyor.' Geçmişte kapılar ardında konuşulan Türkiye'nin stratejik önemi, açıkça zikrediliyor.

Clinton'ın da dediği gibi, Türkiye'nin İslam dünyasıyla diyaloğu sürdüren, ama Batılı olan siyasi kimliği, ABD dış politikası açısından kilit bir özellik. Yine Sayın Kandemir'in savunduğu gibi, `Türkiye, Avrupa-Asya köprüsünü kurabilecek emsal ülke' niteliğiyle ön plana çıkıyor. Gerçekten de, Türkiye hem Arap ülkeleriyle, hem de İsrail'le işbirliği yapabilen nadir ülkelerden.

Ziyaretin ekonomik açıdan ağır topu ise Bakü-Ceyhan boru hattı anlaşması. Anlaşmanın imzalanması dünyanın güç dengelerinin Kafkasya bölgesine kaymasına yol açacak. Clinton hükümetinin 6 yıldır desteklediği boru hattı projesi, Sovyetler Birliğinden kopan yeni cumhuriyetlerin Rusya'ya bağımlılığının azaltması özelliğiyle de önem taşıyor. 1994 kilometrelik boru hattı. Azeri petrolünü Gürcistan üzerinden Türkiye'ye taşıyacak. Petrol rezervlerinde dünya ikincisi olan Hazar havzası İran ve Kuveyt'un toplamından daha büyük kapasiteye sahip.

Türkiye, Kafkaslar ve Ortadoğu'daki bölgesel gücünü somutlaştırmak niyetinde. Oluşan yeni güç dengesinde, tarihsel bağlar ve jeostratejinin yanı sıra, ekonomik güç ve enerji kaynaklarına yakınlık da ciddi rol oynayacak.

Eğer yeni bölgesel satrançtaki kozlarımızı doğru kullanırsak, kendi ihtiyaçlarımıza uygun politikalar üretilmesi daha olası. Clinton'ın ziyareti, Türkiye-ABD ilişkilerinin yanı sıra, bu amaçla atılacak adımları pekiştirmesi yönüyle de önem taşıyor.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır