kapat

15.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
MURAT BİRSEL(mbirsel@sabah.com.tr )


İstanbul deprem yönetmeliği

Yaşadıklarımızın acısını, yaşayacaklarımızın korkusunu ve deprem fobimizi bir an evvel geride bırakmayı umut ediyorum.

Kalplerin acısıyla mantığı bazen ayırmak gerekiyor, şimdi mantık yürütelim...

Deprem bütün binaları yıksa, yapacak bir şey yok.

Bazı binalar yıkılıyor.

Sonuç, depreme dayanıklı olmayan binada depremi beklemek ölüme davetiye demek.

***

17 Ağustos sonrası Düzce depremi olacağı biliniyordu, zamanı bilinmiyordu.

Ne oldu?

Tamam, yardımlar vaktinde ulaştı...

Tamam yolların açık tutulması başarıldı.

Ama deprem beklenen yerde ölü sayısının 400'e yaklaşabilmesi, yaralı sayısının 2 bin 500'e tırmanmasını hiç sorgulamayacak mıyız?

***

Tedbir?

İstanbul'da deprem olacağını herkes biliyor!

İstanbul depremi sonrası hangi gazete manşetini tercih edersiniz...

"Tedbirler başarılı oldu ölü sayısı 100'lerde kaldı."

"İstanbul'da deprem. 1000'i aşkın ölü. Şükür yardımlar ulaştı, açıkta battaniyesiz kalan olmadı."

***

İstanbul depremi en korkulan deprem.

Nedeni belli, en çok insan yoğunluğu burada.

Biz bizi biliyoruz, en çok yıkılma tehlikesi olan bina yoğunluğu da burada!

İstanbul için hazırlanacak deprem yönetmeliği deprem tehlikesi olan her yerde uygulandığında deprem kabusu ülke düzeyinde azalacak.

***

İnsan sonucun ne olacağını bilmediği zaman korkuyor.

Nükleer santralı en şiddetli deprem yıkamıyor.

Deprem sırasında nükleer santralde olsanız fazla korkmazsınız.

Gördük...

7 küsur şidette depremde sağlam kalan çok bina var, üstelik yıkılan binaların çoğu yeni!

Eskiler ayakta...

Depremde cami yıkılıyor, Mimar Sinan'ın camiileri kaç deprem geçirdi, yıkılmıyor.

Ama Mimar Sinan'ın yaptığı bir camiiye gidin, mutlaka çevirebileceğiniz bir kolon bulursunuz, kubbenin binaya basıncını onunla ölçmüştür!

Her önlemi alıp, olacağını bildiğiniz depremi öyle beklemedikçe, suçu depremde değil tedbirsizliğimizde aramak lazım.

***

Deprem beklenen her şehirde bir envanter çıkartılmalı...

* Riskli binalar listesi

* Yangın tedbirleri

* Ulaşım tedbirleri

* Valilerde, emniyette, ilk yardım ekiplerinde ne zaman normal şebekeye bağlı olmayan -örneğin İridium- bir özel telefon bulunacak? ("Yok mu" demeyin! Yok!!)

Öyle bir hale gelmeli ki herkes olası bir deprem anı ve sonrasında ne yapacağını bilmeli.

Ondan sonra hepimiz şu deprem psikozundan biraz çıkarız.

***

Unutmayalım, trafikte verdiğimiz can kaybı çok daha yüksek.

O da apayrı bir konu ama her gün emniyet kemerimizi bağlıyor, nazar boncuğumuzun tozunu alıyor ve gerisini Allah'a teslim ederek trafiğe çıkıyoruz.

Depremle yaşayacağız, bizi esas hazır olmadığımızı hissetmek korkutuyor!

Not: Bu yazı mahalle süpermarketinde alışveriş yaparken bir komşumuzun "Murat depremde bizim ev yıkılır mı" sorusu üzerine yazıldı. "Sizin evin üzerinize yıkılması, büyük olasılıkla dönerken trafik kazası yapma ihtimalinden daha az" dedim. "Depremde emniyet kemeri, evin sağlamlığı" diye konuştuk.

Bir de yolda durdurup "Medya olarak biliyorsunuz, panik yaratmamak için söylemiyorsunuz ama şimdi yüz yüzeyiz söyleyin biz de bilelim, deprem ne zaman" diyenler oluyor... O durumda da "Bilinmesinin mümkün olmadığını, bilinse mutlaka açıklanacağını" tekrar tekrar anlatmak gerekiyor.

Ve bu psikoz insanı düşündürüyor.

Medya olarak depremi görmemezlik edemeyiz.

Gerçi haberciler "Saat başı deprem bölgesinden helikopter görüntüsü mü vermek mi" yoksa "Deprem beklenen bölgelerde yoğunlaşan tedbirleri ön plana çıkarmak mı" toplumsal açıdan daha sağlıklı diye tartışıyor.

Bu tartışmalar sürerken, bir bakıyorsunuz insanlar sonuçta yine yarışma programının karşısına geçmeye başlamışlar.

Bu da aslında rahatlama emaresi, normale dönüş işareti, iyi haber.

Yeter ki yöneticiler rahatlamasın!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır