kapat

15.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
RAUF TAMER(rtamer@sabah.com.tr )


Tercümesi?..

Yer Bilimcilerimiz, -adı üstünde- Bilimci oldukları için, her şeyleri bilimsel.

Ekran'a getirdikleri krokiler bilimsel... Terimler bilimsel... yorumlar bilimsel...

Çok güzel.

Ellerinde birer değnek...

Yerin dibindeki haritayı, küçücük noktalarla belirlenmiş her bölgeyi, sarı renkli kısımları, yok bilmem pembe renkli yüzeyleri, tane tane irdeleyip anlatıyorlar.

Ama kim anlıyor?

Halk bundan hangi anlamı çıkarıyor?

Nasıl bir adres?

*

Bir İstanbul lafıdır gidiyor.

Çünkü Marmara kırığı gündemdedir, anladık.

Ama İstanbul neresidir kuzum?

Taa Tuzla'dan Silivri'ye, taa Çatalca'dan Sarıyer'e, taa Ümraniye'den Kilyos'a kadar her tarafa İstanbul denir...

Bilim Adamlarımızın kastettiği İstanbul, -etkilenmeye müsait- belirli yöreler midir, yoksa tümüyle mi topun ağzında İstanbul?

Bunu anlamak mümkün değil...

Sonra bir sahil şeridi lafıdır gidiyor.

Hangi şerit?

İstanbul'da şerit çok.

*

Bereket... deprem gerçeğini kabul etmeliyiz diye bir laf var.

İyi bulmuşlar lafı.

Hele depremle birlikte yaşamaya alışmalıyız denince, akan sular duruyor.

Sıkı sıkı da tembih ediyorlar:

- Tebdiri elden bırakmayacaksınız.

Acaba nasıl bir tedbir?

Benim anladığım, deprem sonrası'nı ilgilendiren bir beceri ve organizasyondan bahsediyorlar... yoksa, göçük altında kalmış insanların ne tedbiri olabilir?

*

Yer Bilimcilerimizin hepsi de ciddi insanlar...

Mesleklerini hem çok iyi biliyorlar, hem de büyük tevazu sergiliyorlar... Bu kesin.

Kelimeleri seçerek, çok dikkatli konuştukları da gözümüzden kaçmıyor.

Ama şu bilimsel açıklamalar, -halk dilinden uzak- şu krokili, şemalı, değnekli göstergeler, ancak aynı dili konuşan insanlara bir şey ifade eder.

Anlattıkları, kötü haber mi, yoksa bir müjde mi, yeni oluşumlar korkutucu mu yoksa sevindirici mi... yahut en kötü ihtimalle, bir büyük sallantıdan sonra her şey yerli yerine oturur mu yoksa bu tehlike torunlarımızın torunlarına kadar aynen sürer mi...

Bunları anlayamıyor insanlar.

Gerçi anlasalar ne olacak ama, anlayamıyorlar işte...

Televizyon habercileri, sık sık yardımcı oluyorlar... Yani hocam, bundan şu mana çıkar mı diyor güzel kurcalıyorlar ama yine de tercüme eksikliği var... Ülkede kafalar karışık.

*

Özetlersek...

Onlar ne de olsa Bilim Adamları.

Bilimsel söylemlerin dışına çıkmıyorlar.

Ne yapsınlar?

Alın yazısı diyecek halleri yok ya...

Deseler, zaten ayrı bir kabahat... Vay, sen ne biçim Bilim Adamısın diye bu def'a başka eleştiriler alırlar.

Nasıl?

Anlatabiliyor muyum?

Not:

Neyse... Kandilli kaynaklı, net ve berrak bir ifade, bugünkü 1. sayfamızda var... Neyin ne olduğunu -belki- ilk def'a anlayabilirsiniz... Onu mutlaka okuyun.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır