|
Trilyonluk reklam işe yarayacak mı?
Petrol Ofisi Anonim Şirketi (POAŞ) bu hafta ikinci kez görücüye çıkıyor. 1991 yılında özelleştirme kapsamına alınan, geçen yıl yüzde 51 hissesine milyar dolarlık teklif gelen POAŞ'ta, yine ilginç olaylar yaşanıyor.
Başbakan Bülent Ecevit'in, 1998 yılındaki deneyimden oldukça etkilendiği anlaşılıyor. Başbakan, geçen hafta güvendiği milletvekillerinden Erol Al'ı, Özelleştirme İdaresi'ne gönderiyor. "Şu POAŞ ihalesini, satış yöntemini bir incele. Bana da bilgi ver" diyor. Al, saatlerce POAŞ brifingi alıyor. POAŞ'ın blok satışı yerine neden halka arzının düşünülmediğini sorguluyor. DSP'li milletvekili ayrıldığı sırada POAŞ'tan, Özelleştirme İdaresi'ne bir yazı ulaşıyor. Yazıda, şirketin, 2.5 trilyon liralık reklam kampanyasına başlayacağı belirtilerek onay isteniyor. Özelleştirme İdaresi, "Bu konu, sizin yönetim kurulunuzun taktirine kalmış" diyerek topu taca atıyor. Derken, POAŞ Yönetim Kurulu geçen hafta bir karar alıyor. Buna göre, POAŞ'ın 1 trilyon lira reklam harcaması yapması, Türkiye 2. futbol ligi maçlarının TRT'den yayımına sponsor olması kararlaştırılıyor. Özelleştirmeden ve TRT'den sorumlu Devlet Bakanı Yüksel Yalova'nın özel ricasının, bu kampanyada etkili olduğu belirtiliyor. POAŞ Genel Müdürü Mehmet Gültekin ise özelleştirmeye günler kala alınan bu kararı, "Shell, BP büyük reklamlar yapıyor.
Bizim de reklama ihtiyacımız var" sözleriyle açıklıyor. "Siz, bu şirketin sahibi olsaydınız, bu miktarda reklam harcamasını ve bu reklam yöntemini seçer miydiniz?" sorusuna ise Gültekin, "Reklamın iyisi kötü olmaz" yanıtını veriyor. Ankara'da herkes, POAŞ'ın iddialı reklam bütçesinin, ihaledeki satış fiyatını ne kadar arttıracağını merak ediyor.
Gariplikler ülkesi...
Gümrük Müsteşarlığı, biraz da ABD yönetiminin ittirmesiyle önemli bir role soyundu. Güneydoğu Avrupa İşbirliği Grubu'nun lokomotif ülkesi konumundaki Türkiye, peşine taktığı diğer ülkelerle birlikte Balkanlarda kaçakçılığa ve insan ticaretine karşı mücadele başlattı.
Ancak, sıra Bükreş'te kurulan merkeze uzman göndermeye gelince, evdeki hesap çarşıya uymadı. Arnavutluk'un bile personel görevlendirmesine karşın Türkiye'den ses çıkmadı. Gariplikler ülkesi Türkiye, bir zamanlar aynı çatı altında toplanan Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nı ayırırken, gümrüklere dış kadro ayırmamıştı. Tasarruf tedbirlerini gerekçe gösteren Maliye, yeni kadro verilmesine de karşı çıkıyordu. ABD Başkanı Clinton'ın özel danışmanı tarafından Ankara'ye gönderilen son yazıda, Türkiye'nin rolü kibar bir dille hatırlatılıyor, bizden söylemesi...
Başın sağolsun Düzce...
Düzce. Türkiye'nin ekonomik başkenti İstanbul'la, resmi başkenti Ankara'nın kavşak noktası.
Testi, patates, ahşap eşya satan yol kenarındaki sevimli dükkanlar, tütün kolonyası, fındık bahçeleri, binlerce işçinin ekmek kapısı parke fabrikaları artık yok. "Yeşil Düzce", 7.2 büyüklüğündeki depremle "Kara Talihine" yenik düştü. Başın sağolsun Düzce.
Çarşının en ünlü pasajının enkazını kaldırma, bir ibret abidesi gibi dursun gelecek nesillere...
Okan MÜDERRİSOĞLU
|
Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|