Okan MÜDERRİSOĞLU
ANKARA-Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Muhsin Mengütürk, deprem sonrası ortaya çıkan yeniden yapılanma ihtiyacının Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı modeli ile finanse edilebileceğini söyledi.
Mengütürk, İMKB'nin anonim şirket şeklinde özelleştirilmesini, zorunlu tasarruf hesaplarındaki birikimlerin özel emeklilik fonlarına kanalize edilmesini önerdi. Mengütürk, Sermaye Piyasası Kanunu'ndan İMKB ile ilişkilere, özel emeklilikten gayrimenkul yatırımlarına kadar her konuda SABAH'ın sorularını yanıtladı.
* Sermaye Piyasası Kanunu, yeni dönemde öncelik alacak mı?
Yasamızın çok önemli maddeleri adeta pamuk ipliğine bağlı. Bu nedenle kanunumuzun mutlaka çıkması gerekiyor. Konuları bilen bir bakan var, bu sürecin çok daha hızlı işleyeceğine inanıyorum.
* Deprem hasarlarının karşılanmasına dönük bir model öneriniz var mı?
Yeniden yapılanmaya dönük ciddi projeler yatırımcılara cazip gelebilir. Hümanist değil ticari mantığı olan Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GMYO) kurulabilir. Bu modelde mutlaka devlet katkısı da olmalıdır. Hazine arazileri ya da KİT'lerin gayrimenkulleri kurulacak şirkete sermaye olarak konulabilir. Özellikle yabancıların bu projelerle ilgilenmesi sağlanabilir. Yabancılar gayrimenkul yatırımlarına çok önem veriyorlar. Örneğin ABD'de gayrimenkul yatırımları eski önemini kaybediyor. Yabancı, gayrimenkul projelerinde rant sağlayabileceği yerlere bakar.
Türkiye'de de şu anda deprem bağlantılı büyük bir potansiyel var. Bu yolla hem finansman için kaynak yaratılır hem de devlet arazileri özelleştirilmiş olur. Örneğin, 100 birimlik bir proje hazırlanır. Bunun 50 birimi, sermaye olarak konulan kamu arazisinden gelir. Projenin yüzde 50'si depremde evlerini kaybeden vatandaşlara verilir.
Kalan kısmında alışveriş, eğlence merkezleri, sosyal tesisler yapılır. Hatta, konutlar deprem bölgesinde inşa edilir, rant getiren eğlence merkezi İstanbul'da yapılabilir. Bu, mevzuata yüzde 100 uygun, ticari mantığı olan bir öneri.
* İMKB ile ilişkiniz nasıl?
İMKB'nin kamu kuruluşu olmaktan çıkarılması ve özelleştirilmesi lazım. Hatta hisse senetleri kendi içinde işlem görmeli. İMKB de bir anlamda halka açılmalı.
İMKB, Türkiye Menkul Kıymetler Borsası olarak örgütlenmeli. Dünyanın gidişatı da bu doğrultuda. Tamamen elektronik ortamda, Internet'ten daha fazla yararlanılarak işlem yapılmalı.
İMKB, bir şirket gibi hareket ederse kendi piyasasını kendisi denetler, yurtdışı stratejik ortaklıklar kurar. Bu yapı ile daha özerk bir borsa amaçlanıyor. İzmir Vadeli İşlemler Borsası AŞ oluyor, İMKB neden farklı olsun ki?
Özel emeklilik fonlarını, bir portföy yönetimi gibi düşünüyoruz. Hazırlığımızı yaptık. Bu modelde bir getiriyi garanti etmiyoruz. Ancak, Çalışma Bakanlığı'nın sosyal güvenlik güvencesine dönük projesi içinde bir çözüm aranıyor.
Özel emeklilik fonlarında devlet güvencesi olmamalı. O zaman özel olmaz. Ancak özel sigorta güvencesi düşünülebilir. Yatırımcı uyanık olmak ve bilinçli hareket etmek zorundadır. Piyasa koşulları içinde analizinizi iyi yapmanız ve sırtınızı devlete dayamamanız gerekiyor. Ancak fonun kurucuları ile yöneticileri ayrı olacak. Bir fonun performansını beğenmiyorsanız, birikiminizi alıp bir başka fona gidebileceksiniz.
* Halka açık kamu şirketlerine mali yapısını olumsuz etkileyen görevler veriliyor. Bunlara müdahaleniz olabiliyor mu?
Halka açık şirketlerde görev zararlarının olmasına kesinlikle karşıyız. Halka açtığınız şirketi, küçük yatırımcıları koruyacak şekilde idare etmek zorundasınız. Görev zararı konusu neticede o şirketin genel kurulunun konusudur ama genel kurul da devlettir. Burada ayrımı yatırımcı yapar.
*Halka açılmada duraklamayı siz de görüyor musunuz?
Global krizin ardından ekonomide yaşanan sıkıntılar, belirsizlikler, seçim ortamı ve ardından deprem, şirketlerin halka açılma projelerini ertelemesine neden oldu. Bu, tamamen konjonktürle ilgili bir olay.