Gündeme Apo davası, Marmara Depremi gibi esaslı bombalar düşmeden önce kendimize "mevzu" aradığımız, nispeten mutlu bir dönem vardı; hatırlar mısınız? Günlerden bir gün, Hakan Aygün'ün gece bültenini izlerken; sık sık rastlamaya alışkın olduğumuz türden manasız bir tartışmaya denk gelmiştim. Aygün'ü ortalarına almış allı-pullu iki erkek oryantal, Alex ismi üzerine kavga ediyorlardı: "Esas Alex benim!"
"Hayır efendim, orijinal ve birinci Alex benim!"
"Bir kere ben komple Alex'im!"
Allah için, komikti... Erkek dansöz Alex, röportaj için telefon ettiğinde, kendimi gayrı ihtiyari şu soruyu sorarken yakaladım: "Peki hangi Alex'siniz?"
Bilin bakın nasıl yanıtladı: "Esas olan... Komple Alex..."
Ben bu yılla beraber, animasyonda yedinci yılıma girdim. Bu işe çok küçük yaşlarda başladım. Tatile gitmiştim; tatilimi uzatmak için Bodrum'da çalışmaya başladım ve kendimi birden animasyonun içersinde buldum. İçimde dansa karşı küçüklüğümden beri büyük bir özlem vardı zaten. Yerinde duramayan bir çocuktum. Annemler beni nereye götürse; "Bizim oğlumuz çok güzel oynar," derlerdi; şakkıdı şukkudu oynamaya başlardım.
Sonra da "oldun" herhalde?
Ben yaptığım işler basına yansıyana kadar çok uzun bir devre geçirdim. Üç yıldır Assos'da Club Caperos'da çalışıyorum. Ondan evvel Bodrum'da, Antalya'da çalıştım. Animasyon grubunda herkes yatkın olduğu işi yapar. Dans benim ana temamdı ama animasyon içinde...
Az önce insanların size "uzaylı muamelesi" yaptığını söyledin. Nasıl yani?
İnsanlar o kadar alışkın olmadıkları için, bir erkeğin raksetmesi onlara çok değişik geliyor. Dikkat ediyorum; sahnede bir bayan oryantal varsa, insanlar üç dakika seyredip sonra yemeklerine devam ediyorlar. Hatta adamlar, yanındaki eşi kızar diye korkuyor. Nedense bayan oryantal sahnedeyken adamın ya tuvaleti geliyor, WC'ye gidiyor; ya telefonuyla dışarı çıkıp konuşuyor, yahut da masanın üzerindeki bütün yemekleri silip süpürüyor! Ama bizde öyle olmuyor. Herkes pür dikkat izliyor. Çünkü 15 dakikalık süre içinde inceleyecekleri çok yerimiz var. Onlar bizi araştırırken dansımız bitmiş oluyor; büyülenip gidiyorlar.
Neyinizden büyüleniyorlar bu kadar?
Bir kere kostümlerimiz çok özel. Tamamıyla houte couture... Biz bugün kendimizi kabullendirmeye çalışıyoruz ama çok çok eskiden zaten kabullenilmişiz. Osmanlı'da saray eğlencelerine kadar inmiş. Şalvar, body, başlık ve pelerin; tabii o zamanlar bu kadar süslü değilmiş. Mesele bir kadın gibi raksetmek değil; bambaşka bir şey... Ben 500 kişiye karşı bile olsa, etrafımda hiç kimse yokmuş gibi dans ediyorum. Bu belki tepki alabilir ama nasıl bir Mevlevi dönerken kendinden geçiyorsa, ben de kendimden geçiyorum.
Memlekette kolunu sallasan kadın-erkek, bir oryantale çarpıyor. Hâlâ tepki gösteriyorlar mı?
Bundan bir 10 sene evvel, bir bayan oryantal sadece yılbaşları çıkardı. Ama şimdi her sanatçı talk-show'unun arasında bir bayan oryantal oynatıyor. Artık suyunu çıkardılar. İnsanlar için artık çok cazip bir şey değil. Biz bu işte parmakla sayılacak kadar az kişiyiz. Bunların arasında da kendimi özel bir yere koyuyorum çünkü içlerinde tek animasyon şefi olan benim; onlar sadece erkek oryantal. İnsanlar bizimle konuşmak istiyorlar. Gösteri bittikten sonra kulise gelip tenime elini sürenlere çok rastladım. İlginç geliyoruz insanlara. Bize dokunma, bizi hissetme ihtiyacı duyuyorlar.
Çocukluğundan beri şaşaaya bu kadar meraklı mısın?
Ben Yay burcuyum. Süse, şana, şöhrete meraklıyım. Fellik fellik gezerim; yerimde duramam. Işıltıyı, pırıltıyı hakikaten çok seviyorum. Animasyon aynı zamanda oyunculuk ve diyalog işidir. Benim oyunculuğum da çok iyidir. Artı, ses olayı var... Kulüpte şarkı söylüyorum. Bir demo hazırladım, kaset için önçalışma yaptım. Çok acele etmek istemiyorum. Beni hazmetmelerini bekleyeceğim. "İki kere medyaya çıktı, işte bu da kaset yaptı," demelerini istemiyorum.
Ne demelerini bekliyorsun peki?
Dansımla aynı anda sesimi sunacağım ve onların bana baskı yapmasını bekleyeceğim. Beni izlerken; "Sesin de güzel. Dans etme, şarkı söyle," dedirttikten sonra albüm yapmak istiyorum.
Ne söylüyorsun?
Türk sanat müziği, fantezi... Benim tabirimle; "Ben komple Alex'im."
Peki şu sizin "Alex benim," yok, "Hayır, esas Alex benim", I. Alex, II. Alex falan tartışması ne oldu?
Ben onu asla ve asla rekabet olarak görmüyorum. Tarzlarımız çok farklı. Bir kere ben animasyon kimliğimi ortaya koyuyorum; o sadece dans ediyor. Erkek oryantallikte fazla efeminelik kesinlikle hoş karşılanmıyor. Aramızdaki farklardan biri bu: O kostümün içinde bir abi oynadığını, altı yaşında çocuğun bilmesi gerekiyor. Erkek oryantalde sadece göbek görünür. Ayrıca bir erkeğe Allah'ın verdiği doğal kıllar da alınmaz. Tamam, saç uzatılabilir. Çok hafif bir pudrayı, televizyon ve çekimler için yapabilirsiniz. Bu işi yanlış icra eden arkadaşlarımız kadın kostümleri giyip, sutyenin de içini dolduruyorlar. Bunlara gözümle şahit oldum ve çok utandım. Bir erkek oryantal, mutlaka çıplak ayakla dans etmeli; topuklu ayakkabı giyen arkadaşlarımız bile var. Bu mesleği yapanlara benden tüyolar: Tarihte asla ayakkabı kullanmamışlar, tırnaklarda oje falan yok ve ayak parmak uçlarındaki kıllar bile duruyor. Bunlar çok önemli. Diğer arkadaşlar bu hataları yapıyorlar. Ben kendime ailemizin sanatçısı diyebiliyorum.
"Ailemizin sanatçısı Alex Abi," kitlelerin kendisine ulaşabilmesi için telefon numarasını vermemizi özellikle rica etti:
(0532) 684 69 11...