* Eşinizle görücü usulüyle mi evlendiniz?
- Hayır. Öğrenciydim. Birbirimizi tanıyorduk. Ailece yüz yüze görüştük, fikirlerimizi, evlilikten beklentilerimizi konuştuk.
* Flört döneminiz oldu mu?
- Hemen sözlendik. Flörtü doğru bulmam.
* Ruhunuzun geçirdiği en büyük sınav neydi?
- Altı yaşında annemi kaybettim. Belki şuuraltımda doktorluğu seçiş nedenim odur. Annem hamileyken, tabii bebeğiyle beraber vefat etti. .
* Babanız yeniden evlendi mi?
- Annemin ölümünden bir yıl sonra evlendi ama bana çok düşkündü. 39 yaşında vefat etti.
* Üvey anne sendromu yaşadınız mı?
- Üvey anneden ziyade yaşça bana yakındı. Babamın akrabasıydı. Onları üzmekten çekinen bir psikolojim vardı.
* Üç kardeşsiniz, ikisinin anneleri farklı değil mi?
- Evet, onlara babalık yaptım. Bana çok bağlılar.
* Bakan olur olmaz, gece nöbetçiliği yapan kardeşlerinizden birini Genel Müdür Yardımcısı yapmanız, bu babalık psikolojisi nedeniyle miydi?
- Hayır. Kardeşim Personel Müdürlüğü'nde Daire Başkanı'dır. 19 yıllık devlet memurudur. Askerlikten sonra yüksek tahsilini yaparken gece memuruydu. Sonra personel sicilde yıllarca çalıştı 1978'den bu yana aktif olarak bakanlığın birçok biriminde çalışmıştır. Ancak zaman zaman kendimi korumak için, kardeşimin dedikodulara karışmasını istemediğim için Doktor Atamada'yken tekrar geldiği AT Şube Müdürlüğü'ne geri gönderdim. Daire başkanı olacakken ben engel oldum. .
* Yıllar evvel hangi sıfatla, engel oluyorsunuz?
- Kardeşime tavsiyede bulunuyorum.
* Şimdi borç mu ödemiş oldunuz, "ben artık bakanım, yükselmeyi hak ettin" der gibi.
- O dönem kendisine haksızlık yaptığımı düşünüyorum. Devlette 19 yıllık hizmet yapan insanların, bugün nerde olduklarını beraber tartışalım. Onun emsali hizmet edenler genel müdürlük yapıyor.
* Yani o zaman yaptığınız haksızlığın telafisinden söz ediyorsunuz?
- Yine aynı şey değil. Göreve geldiğim gün bürokratlarımla bir araya geldim. Kardeşimi bir başka bakanlığa gönderin dedim. Niçin? Haksızlık değil mi dediler. Dedikodulara bulaşmasını istemiyorum dedim. Bu arada Personel Genel Müdürü, daire başkanı ataması yapıyordu. Bir kadro boşalmıştı. Gelip bana bu kadroya Fuat Bey'i atayacağım dedi. Yapma dedim; sıkıntı yaratır. Şu anda personelde ciddi açıklarımız var. Fuat Bey bu konuda deneyimli, atamak istiyoruz dedi ve atandı.
* Müzikle aranız nasıl?
- Müziği çok severim. Özellikle Türk sanat müziği, hatta halk müziği. Batı müziği de dinlerim ama alışkanlık yapar diye de kendi müziğimize ağırlık verdim.
* Batı müziği kötü bir alışkanlık mı?
- Birilerinin bir şeye direnmesi lazım. Müzik insanı kolayca etkiler ve yozlaşırsınız. Bazı kültür değerlerinin korunması lazım. Çok Batı müziği dinlerseniz alışkanlıklarınız değişir. Kalıcı bir yer bırakır içinizde ve Türk müziğini dinlememeye, aşağılamaya başlarsınız.
* Profesörlüğünüzü yıllardır alamayışınızın nedeni sizin hırçınlığınız mı, yoksa başkalarınınki mi?
- Gazi Üniversitesi'nde 1990'da doçent oldum. Türkiye'de ilk defa yapılan birçok ameliyatı yapan kişiyim. Yayın sayım 60'ın üzerindedir.
* Öyleyse problem nedir?
- Gazi Üniversitesi'nin birinci rektör seçiminde şu anki rektör Enver Bey'i destekledim. İkinci seçimde otuz yıllık bir arkadaşıma destek verdim. Bütün mesele bundan ibaret. Profesörlük seçiminde bana rakip olarak gösterilen arkadaşım, aynı bölümden bana ağabey diyen, yayın sayısı benim yarım civarında biridir.
* Yani sizi cezalandırdılar mı?
- Evet, sadece o.
* Ama ortada tek kadro ve iki başvuran varsa, birinden birini seçeceklerdi.
- Ama tıpta teamül şudur: Bir kıdem sırasına göre, ikincisi ölçme değerlendirme dosyanıza göre yapılır. Dosyam arkadaşımın dosyasındanfarklı. Yurtdışı yayın, asistan tezi yönetme, iki ayrı ihtisas, meslekte tecrübe. Jüri özel oluşturuldu. Bu adam MHP 95 milletvekili adayı, buna vermeyin dedi. Bu kadar basit.
* Ve siz prof. olamamayı içinize sindirmediniz.
- Sindirmedim. Siyaseti onun için tercih ettim. Dobra adamım, mesleğimi seviyorum ama bıraktım.
Şal çekildi altındaki çıktı
* MHP çetelerin affını neden çok istedi?
- Ne münasebet! Kasetlerde bir sürü şey çıktı. Hangisi MHP ile ilgiliydi? Şal çekildi altından kimler çıktı?
* Kimler?
- Biliyorsunuz, konuşturtmayın beni.
* Bu af devletin kendisi için kurşun sıkanlara bir vefa borcu ödemesi midir?
- Af Öcalan'ı gündeme getirseydi, tavrınız ne olurdu?
* Öcalan'a affı isteyip istemediğimi mi soruyorsunuz. Hayır. İstemem.
- Mensubu olduğunuz basın onu yumuşattı. Sağlık ekipleri depremde kahramanca hizmet verdiler. Basın için aynı şeyi söyleyebiliyor musunuz?
* Evet. Peki siz af ile yargısız infazların artacağından korkuyor musunuz?
- Evet. Bu affı kimin istediğini bilirsiniz.
* Siz de istediniz.
- Yapmayın. Affı biz getirmedik. Bir af tasarısı varsa, burada mağdur olanlar var. Çete ve cinayet davalarına karışanlara sahip çıkmamıştır MHP.
* Niye öyleyse altına imza attınız?
- Siz biraz çarpıtıyorsunuz. Bu ülkede kişi haklarına en saygılı ekip MHP olmuştur.
* Affı sindiremediğini söyleyen Sayın Ecevit'e hangi sindirim ilacını önereceksiniz?
- Başbakana sorun bana değil. Bizi doğru anlayın. MHP'ye yanlış cephelerden saldırmayın.
* Şalın altından kimler çıktı diyordunuz. Af yasası ile hakkında 7 soruşturma önergesi olan Mesut Yılmaz'ı kurtararak, cumhurbaşkanlığı mücadelesine girmesine yardımcı olduğunuz için kendinizi kutluyor musunuz?
- No comment hanımefendi.
