Bu da geçer
Böyle bir felâket, herhangi bir batı ülkesinde olsaydı ve deprem böylesine büyük bir coğrafyayı kaplasaydı, onların da bu işin altından nasıl çıkacakları meçhuldü.
Oralarda organize bir devlet var. Kabul.
Özel Teknoloji var. Kabul.
Uzmanlaşmış birimler var. Kabul.
Ama halk dayanışması'ndan ne haber?
O yok işte.
Enkaz şöyle dursun, yerde yatan adama kafalarını çevirip bakarlar mı acaba? Bir bardak su verirler mi?
Türkiye'nin geri kalmış ünitelerini biz de biliyoruz ama insaniyet tarafına kim yetişebilir?
Nitekim Avrupa, hayretle seyrediyor bizi:
Etsin, etsin.
*
Felâket gününden bu yana yazılanları çizilenleri ve tüm yorumları inceledik... Hepsinin ortak bir noktada buluştuğunu gördük.
O da özetle şudur:
- Bizdeki dayanışma muazzam ama organizasyon sıfır.
Tamam da, böyle bir korkunç manzara karşısında hangi toplum organizasyon sınavı verebilir?
Efendim, devlet?
Devleti bırakın... Halka bakın...
Sivil toplum örgütlerine bakın...
Özel teşebbüse bakın.
Özellikle de gençlere bakın.
Bence fedakârlıktan aldıkları puanları, organizasyon gücüyle de perçinlemişlerdir.
AKUT'u görüyor musunuz?
İşte gerçek Türk Gençliği bu.
Yoksa üniversite bahçesinde döğüşenler değil.
Demek ki AKUT'lar çoğaldığı zaman, o muazzam dediğimiz dayanışma, bir de bilinç'le süslenecek...
*
Türkler'in kolay yutulur bir lokma olmadığını, bu deprem bütün dünyaya göstermiştir... Bölünmez bir kitle olduğumuz, bir daha kanıtlanmıştır.
- O enkaz var ya, o enkaz...
O enkaz'ın altında kalanlar Türk, Kürt, Arnavut, Tatar, Çerkez... Yâni biziz, hepimiz.
- Peki... O enkazın altında yatanları kurtarmaya koşan insanlar var ya, o insanlar.
O insanlar da Türk, Kürt, Arnavut, Tatar, Çerkez, Alevi, Sünni... Yani biziz... hepimiz.
Ağlayanlar, sarılanlar, kucaklaşanlar...
O manzaraya iyi bakın.
Orada Türkiye mozaiği'ni göreceksiniz.
*
Şimdi artık, mühim olan moral yapımız'dır.
"Bir deprem daha gelecek" korkusundan sıyrılıp güzel şeyler düşünelim.
Deprem gelirse gelir, onu zaten önleyemeyiz. Ama bu deprem gelecek lâfını bile hınzırca kullanan ülkeler var... Onlara koz vermeyelim.
Kaç yıl sonra geleceği belli olmayan bir deprem için, Alman Televizyonları, sabahtan akşama kadar hemen alt yazı geçmeye başladılar.
- Türkiye'de yeni bir deprem olacak.
İnanın, Turistleri etkilemektir gaye... başka bir şey değil.
Çünkü Türkiye'de ilk def'a deprem olmuyor. Çocukluğumuzdan beri deprem var. Ama deprem var diye Türkiye'ye gelmekten vazgeçen turist yok...
Terör var lâfı tutmadı, şimdi deprem var, öyle mi?
Varsa var... Bu bizi, daha sağlam temellere, daha ileri teknolojiye, tedbire, akıl'a ve iz'an'a götürecektir.
Sevdalandığımız bu toprakları terkedemeyiz. Asla havlu atamayız.
Yeni fabrikalar, barajlar, köprüler, oteller, güzelim tesisler ve evler yapmaya devam... Durmak yok. Devam.
Türkiye'yi imar ve inşa, bizim vazgeçilmez hedefimizdir.