kapat

23.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Ekonomide olağanüstü hal
17 Ağustos, sabah saat 03.02. Panik içinde yataktan fırlıyorum. Ankara sallanıyor. Depreme öylesine aşinayım ki. Soluğu bahçede alıyorum. O anda aklıma, yıllarca yaşadığım Adapazarı ve Düzce'nin hali geliyor. Cep telefonlarının çalıştığı ilk dakikalarda felaketin boyutlarını öğreniyorum.

Yıkılan sadece binalar değil, onbinlerin umutları, anıları, bir şehrin tarihi.

Ölenle ölünmüyor ama en azından, zamana dayanıklı olmayan hafızaların diri tutulması mümkün. Tıpkı, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Almanlar'ın yaptığı gibi. Adapazarı'nda, İzmit'te, Yalova'da, Gölcük'te, şehrin en merkezi yerinde yıkılan binalardan hiç değilse birinin, ibret abidesi olarak korunması gerek.

"Devletimiz büyüktür, yaraları sarar" sözleri kimseyi tatmin etmiyor. Küçük çaplı bir araştırmadan sonra, Varto depreminden bu yana devletin, doğal afetlerden zarar gören vatandaşlara 22 bin konut borcu bulunduğunu öğreniyorum!..

Enkazın, acıların büyüklüğü, tam da belini doğrultmak üzere olan ekonominin ayağını yerden kesiyor.

Maliye Müsteşarı Erdoğan Öner, bütçe imkanlarını gözden geçiriyor. Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp, dış yardımları organize ediyor. Gelirler Genel Müdürü Akif Hamzaçebi depremden zarar görenlerin vergi borcunu erteleyen kararı hazırlarken vergi gelirlerinin nasıl etkileneceğini hesaplamaya çalışıyor. Halkbank, Ziraat Bankası yöneticileri kredi borçlarını askıya almanın kaçınılmaz olduğunu farkediyor. Dış Ticaret Müsteşar Vekili Kürşat Tüzmen, ihracatın nasıl sekteye uğrayacağını öngörmeye çabalıyor.

Ancak, hükümetin, depremden etkilenen merkezleri, "afet bölgesi" ilan etmesi yeterli olmuyor. İşte bu noktada, fikirbabalığını DPT eski Müsteşarı Yıldırım Aktürk'ün yaptığı "Ekonomik Olağanüstü Hal" tercihi gündeme geliyor. Telefonda, Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan, elinde Anayasa... Başlıyor okumaya.

Anayasa'nın 119. maddesi: "Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir."

Madde 121: "Olağanüstü hal süresince, Cumhurbaşkanı'nın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun hükmünde kararnameler çıkarabilir."

İlk şok atlatıldıktan sonra sivil olağanüstü yetkilerin kullanılmasını ciddi ciddi düşünmek gerekiyor. Bir yandan açılan yaraların sarılması, diğer yandan başlayan reform çalışmalarının sürdürülmesi, hatta ilave gelir arttırıcı önlemler alınması için klasik yöntemlerle kaybedecek vaktimiz olmadığı görülüyor.

HAFTANIN SÖZÜ
İdarecilik hayatım boyunca iki kez depremi yaşadım. Deprem bölgesinde, acil ihtiyaçları ve insani yardımları ilk anda yüzde 50 oranında karşılayabilirseniz başarılı sayılırsınız. Yener RAKICIOĞLU - Sakarya Valisi

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
Erol Abi de çöktü: Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası'nın 67 depremine direnen binası, 45 saniyede yerle bir oluyor. Oda Başkanı Erol Öztürk, canını zor kurtarıyor. Günün ilk ışıkları ile bulvara koşuyor. Oda binasını tanımak mümkün değil. Gözleri doluyor. Teselli, TOBB Başkanı'ndan geliyor: "Üzülme Erol, binanızı ben yaptıracağım!"

Farklı bir bankacı: Taner Işık. Bir özel bankada çalışıyor. İstanbul'dan bize ulaşıyor, ama kriz masalarına ulaşması mümkün olmuyor. Taner, depremin yarattığı hasarı duyar duymaz telefona sarılıyor. Banka müşterilerini tek tek arıyor. İnşaatçılardan kamyon, iş makinesi, kireç tozu, gıda firmalarından su, konserve, bir başkasından temizlik malzemesi temin ediyor. Yüklüyorlar kamyona, Yalova'ya doğru yola çıkıyorlar. Faiz cephesinde eleştirilen bankacılar, hayat kurtarma cephesinde övgüyü hakediyorlar. Okan MÜDERRİSOĞLU


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır