kapat

03.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
TAYFUN DEVECİOĞLU(tayfund@sabah.com.tr )


IMF'den 7 milyar dolar geliyor

Bir garip basın toplantısı. Herkes karnından konuşuyor. Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli, Türkiye ile IMF arasında bir stand-by anlaşması için mutabakata varıldığını belirtip, enflasyon hedeflerini de ortaya koyuyor.

Ancak, Türkiye'ye ne kadar kredi verileceğini açıklayamayacağını söylüyor.

İtalyan uzman "Ben bilmem. Buna IMF yönetim Kurulu karar verir" diyor. Ardından da "Şu anda Washington'da verilecek mali desteğin boyutları tespit ediliyor" diye ekliyor. Şu anda Washington'da IMF Yönetim Kurulu toplantısı mı var? Yok. Demek ki, mali desteğin boyutlarının belirlenmesi için de Yönetim Kurulu'nun toplantısına gerek de yok. Yönetim Kurulu orayı verecek mercii.

Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay da, "Stand-by isteğimizi IMF'ye ilettik. Belirli bir program konusunda anlaştık" diyor. Sonra da "Biz bunları IMF istedi diye yapmıyoruz. Zaten 57. hükümetin programında hepsi var" diye devam ediyor.

Kafalar iyice karışıyor. Basın toplantısının başlangıcında 5 bin 253 puana kadar çıkan İMKB endeksi, boğuk konuşmaların etkisiyle 4 bin 743 puana kadar iniyor. Zirve noktasına göre kayıp 510 puan. Kayıp yüzde 9.7. Türkiye IMF'den 4-5 milyar dolar almaya çalışırken, İMKB'deki şirketlerin toplam piyasa değeri yarım saat içinde 5 milyar dolar düşüyor.

Mali desteğin perde arkası
Peki bunlar beklenmeyen sözler mi? Değil. Uygulaması ve hedefleri belli olan, ancak Türkiye bazı ön koşulları yerine getirdikten sonra muhtemelen Kasım ayında resmiyet kazanacak bir program kapsamındaki mali desteğin şimdiden deklare edilmesi mümkün değil. İyi de, ekonomisi durgunluğun pençesinde olan Türkiye'nin, herhangi bir mali destek sözü almadan, 1999 yılının ikinci yarısına ilişkin kemer sıkma önlemleri alması mümkün mü? Değil.

Aslında Türkiye son 3 gündür süren çetin pazarlıklar sonrasında yapılacak mali destek konusunda IMF'den net bir rakam aldı. IMF'nin ikinci adamı Stanley Fischer ile yürütülen telefon diplomasisi sonucu, Fon Türkiye'ye 7 milyar dolarlık mali destek sözü verdi. IMF, bu paranın yaklaşık 2 milyar dolarlık bölümünü programın başlangıcında Türkiye'ye ödeyecek. Geri kalan bölüm ise muhtemelen 3'er aylık dönemler itibariyle, performans kriterlerinin sonucuna göre taksit taksit verilecek.

IMF, daha önce Türkiye ve diğer ülkelerle yaptığı stand-by anlaşmalarında krediyi doğrudan Merkez Bankası'na veriyordu. Çünkü, stand-by anlaşmaları ödemeler dengesi krizine giren, yani döviz sıkıntısı çeken ülkelerle yapılıyordu. Krediyi alan Merkez Bankası, döviz cinsi borç ödemelerini gerçekleştiriyor, ödediği dövizin yerel para karşılığını ise Hazine'den tahsil ediyordu.

Ancak IMF bu kez Türkiye'ye farklı sistem uygulayacak. Kredi doğrudan Hazine'ye verilecek. Hazine bu parayı ister dış, ister iç borç ödemelerinde kullanacak. Böylece, yüksek faizli, kısa vadeli iç borçların bir bölümünün uzun vadeli düşük faizli IMF kredisine çevrilmesi mümkün olacak.

Paranın Hazine'ye ödenecek olmasının nedeni de, Türkiye'nin ödemeler dengesi sorununun olmaması. Türkiye'nin sıkıntısı iç borç ödemeleri. İç borç sorunu ağırlaştıkça, faizi de artıyor. Faiz artınca iç borç stoku daha da büyüyor. IMF'nin krediyi doğrudan Hazine'ye vermesi bu sarmalı gevşetecek.

IMF'nin bu destek sözünü Carlo Cottarelli açıklayabilir miydi? Hayır. Bir kere Cottarelli'nin görevi Yakın İzleme Anlaşması'nı tamamlayıp, stand-by için anlaşma zeminini hazırlamaktı. Bu görev tamamlandı. Açıklama ise, Türkiye'nin niyet mektubunun kabulünden sonra yapılacak. Mali desteğin boyutunu da ya IMF Başkanı Michel Camdessus ya da ikinci adam Stanley Fischer açıklayacak. Unutmayın, Endonezya ve Rusya örneklerinde de aynı şey oldu. Hatta Endonezya'da anlaşma törenine bizzat eski Devlet Başkanı Suharto ile Camdessus katıldı. Dolayısıyla, Türkiye'ye yönelik orta büyüklükteki mali desteği de bu ikiliden biri açıklayacak. 7 milyar dolarlık bir anlaşmaya Cottarelli'nin "limiti" yetmez. Bu limit IMF'de sadece iki kişide var.

Konuşmaların tercümesi
Basın toplantısını dikkatle izlemeye çalıştım. Bana göre karından yapılan konuşmaların tercümesi şöyle:

* Yakın İzleme Anlaşması 6 ay daha uzatıldı. Cottarelli'ye göre 6 aylık uzatma, stand-by'a yönelik köprü niteliği taşıyacak. Bence IMF burada çok önemli bir mesaj daha veriyor: Stand-by anlaşması imzalanana dek Türkiye ile ortak çalışmamız sürecek. Türkiye'yi 2000 yılı başına kadar yalnız bırakmıyoruz.

* IMF ile Türkiye, stand-by'ın ön koşulları olan reformlar ve 1999 yılının ikinci yarısına ilişkin ek önlemler konusunda (prior conditions) anlaşmaya vardı. Yakın İzleme Anlaşması'yla bu dönem de IMF kontrolü altında sürecek. Türkiye, bu dönemde yanlış yapmazsa Ağustos sonunda Washington'da başlayacak zirve sonunda 2000 ve 2001 yıllarına ilişkin stand-by anlaşması imzalanacak.

* Türkiye 1998 yılında başlattığı 3 yıllık istikrar programını yeniden dizayn ediyor. Eski programa göre enflasyon 1998 sonunda yüzde 50'ye, 1999'de yüzde 20'ye, 2000'de ise yüzde 10'un altına inecekti. Yeni hedeflere göre 2000 yılının sonunda yüzde 25'e, 2001 sonunda ise yüzde 10'a inecek. Yani 2000 sonu hedefimizi 2001 sonuna erteledik.

* IMF'ye stand by'ın imzalanmasının hemen ardından Dünya Bankası da 5 milyar dolara yakın kredi desteğini devreye sokacak. Sosyal güvenlik, bankacılık ve tarım reformları ile enerji ve telekomünikasyon sektörlerindeki bağımsız düzenleyici kurullara destek verilecek. Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Ajay Chibber, verecekleri desteği açık açık, karnından konuşmadan söyledi.

* Türkiye, para kurulu uygulamasına gitmeyecek. Enflasyon kadar devalüasyon politikası sürecek. Zaten, dünyada kamu açıklarını makul seviyelere indirmeden para kurulu uygulamasına geçen ülke yok. Türkiye bu haliyle para kurulu yapmaya kalksa, birkaç ay içinde ortada ne kurul kalır, ne de Merkez Bankası.

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır