"Bu tartýþmaya Batý karýþmasýn"cýlar ve "asmayalým çünkü"cüler. Ýlk grup da kendi içinde, "Batý kendi iþine baksýn, asalým"cýlar ile "Asmayalým ama Batý istediði için deðil, biz öyle istediðimiz için asmayalým"cýlar olarak ikiyi ayrýlýyor...
Ýlk eðilimi ortaya koyanlar, aralarýnda "asalým"cýlar ve "asmayalým"cýlar olarak ikiyi ayrýlmakla birlikte, azýmsanmayacak ölçüde geniþ. Ýçinde MHP türü "milliyetçiler"den, Ýslâm” eðilimleri belirgin milliyetçi-muhafazakârlara, oradan "yaþam tarzlarýný tehlike altýnda" gördükleri için hararetli anti-Ýslâm”, ateþli "laikler"e kadar her cins var. Sað-sol ayrýlýðý burada geçerli deðil. Batý allerjisi ortak özellikleri.
"Ulusal onurlarý"na Avrupa veya Amerika, bir demokrasi falsosuna iþaret ettikleri vakit pek düþkünler. Ama, o demokrasi falsosunu iþliyor veya iþlenmesine göz yumuyor olmanýn, çok daha fazla "ulusal onur kýrýcý" olabileceðinin farkýna varmýyorlar.
Globalleþme çaðýnda, eski basmakalýp soyut kavramlarýn dünyada tedavülden kalktýðýný da kavramamakta direniyorlar. Uydu televizyon, cep telefonu, faks cihazý ve elektronik postanýn delip girmediði hangi sýnýr var ki, hangi siyas” konuyu kendi sýnýrlarýnýzýn içinde tutabilirsiniz?
Abdullah Öcalan'ýn idam cezasýna çarptýrýldýðý günün akþamý, tüm Amerikan ve Avrupa televizyonlarý ayrýntýlý haber verip, geniþ çaplý programlar yaptýlar. Kamuoylarýnýn gündemine bu kadar süratle ve etraflý sokulan bir konudan sonra, bu ülkelerin tümüyle ilgisiz kalmalarý gerektiðine nasýl hükmedebilirsiniz? Bu tepki verme tarzýný hatýrlýyoruz. Yakýn zamanda Miloþeviç ve ekibi de benzer argümanlar ileri sürüyorlardý...
21.Yüzyýl'da dünyanýn, baþdöndürücü telekomünikasyon devrimi sayesinde ve bilgi çaðý karakteristikleriyle "tek bir küresel uygarlýk" haline dönüþebileceðinin sinyallerinin alýndýðý bir dönemde, bu tür "alýnganlýk"lar pek köhne gözüküyor.
Bu arada, Ýslâm” çevrelerin kendilerini "asalým" isterisine sokmamalarýnda kendileri açýsýndan yarar var. Liberal demokraside, bu þekilde "intikamcý kültür"e yer yoktur. Böyle isterilere yol kapalýdýr. Toplumda hoþgörüsüzlükten yakýn zamanda en fazla yakýnan ve en fazla zarar gören çevreler, liberal demokrasinin bayraktarlýðýný yapacaklarýna, "en yukardaki devlet otoritesi"ne kendilerini beðendireceklerini zannediyorlarsa; baþlarýna daha çok belâ gelecek demektir.
"Asmayalým" lobisine gelince... Pek faydacýlar. Türkiye'nin çýkarýna böylesinin uygun olacaðý hükmüne varmýþlar. Ýþin ilginci "çoðul" konuþma uslžbu. "Asmayalým"... Peki, "biz" kimiz?
Bu uslžp, Türkiye'de "devlet gazeteciliði"nin uslžbudur. Tanýdýktýr. "Asmayalým" diyorlarsa, devlet katýnda böyle cidd” bir eðilim baþladýðýna delâlettir. Nitekim, bu yönde ilk iþaret Dýþiþleri'nden geldi. "Asmayalým"ýn ardýnda sýralanan bunca pragmatik hesap, Batý'daki konumumuzla ilgili olduðuna göre, demek ki bu Apo konusu, "hukuk”" olmaktan ziyade "siyas”" bir konuymuþ.
Yok, eðer bu terörün azmasýnýn önüne geçmek ve Güneydoðu'ya açýlmak için böyle isteniyorsa, yine konunun "siyas”" olduðu ifade edilmiþ oluyor. Demek ki, "Kürt sorunu yok; terör sorunu var" hükmü doðru deðilmiþ. Eðer "baðýmsýz yargý"nýn verdiði bir kararý uygulamamak için binbir "siyas” mülahaza" öne sürülebiliyor ve bunlar terörün önlenmesiyle irtibatlanýyorsa; "sorunun özü siyas”dir, terör bunun bir yan ürünüdür" diyenlerin dediðine yavaþ yavaþ "geliyoruz" demektir.
Doðrusu da budur. Zira Apo'nun asýlmamasý, Türkiye'nin Þeyh Said ve Seyit Rýza emsallerindeki pratiðinden vazgeçtiðini, bu soruna iliþkin farklý bir rota tutturacaðýna delâlet edecektir. Bu, "siyas”" bir soruna bugüne kadar olandan farklý bir "siyas”" yaklaþýmýn önünü açacaktýr...
