Demirel köşkten çıkmalı Okuyan Mercedes'ten inmeli Kemeri önce baştakiler sıkmalı
Gerçekler konuşsun, sonra yorum. İşte gerçekler: Bir öğretmenin maaşı dolar olarak ayda 390 dolara inmiş bulunuyor. Dördüncü derecenin birinci kademesi öğretmenin maaşı 343 dolar, dokuzuncu derecenin ikinci kademesindeki öğretmenin maaşı 295 dolar. Oysa Almanya'da bir öğretmenin maaşı 4 bin 340 dolar, ABD'de 3 bin 750 dolar, Hollanda'da 3 bin 336 dolar, Avusturya'da 3 bin 765 dolar. Türkiye'de 295 dolar.
Diyelim ki 15 yıllık memursunuz.
Aylığınız kaç dolar?
Yapın hesabı: 222 dolar.
Ekonomik krizden çıkmak için özveri yapalım diyorlar ve özveriyi önce bu maaşlarla geçinmek durumunda olan insanlardan bekliyorlar. Fakat devletin başı Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "Ülkemizde fevkalede sıkıntı var, milletimden özveri bekliyorum. İlk özveriyi de ben yapıyorum. Ankara'daki Çankaya Köşkü'nü boşaltıyorum. Cumuhurbaşkanı olarak, ülkemiz düzlüğe çıkana kadar halka hizmetimi bir apartman dairesinde sürdüreceğim" demiyor? Niçin demiyor?
Geçen yıl günlerce yazmıştım.
İstanbul'da Boğaziçi'nin en seçkin köşesinde bir israf abidesi olarak yapılıp bitirilen, imar yasağını delmek için gizlilik taşıyan savunma yapısı gibi gösterilen Huber Köşkü'nü niçin Demirel, özelleştirmeye açıp, satmıyor ve Maliye Bakanı'nı çağırıp "Alın şunu bütçe açığına yama yapın, halk özveri yaparken Cumhurbaşkanı'nın köşkte oturması uygun düşmez, ayıptır..." demiyor?
İşte soruyorum.
Niçin demiyor?
***
Tuncay Gömlekleri'nin sahibi bana faks çekmiş. Şunları yazıyor: "Ben Süleyman Tanyel, 40 senelik gömlek toptancısıyım. Böyle kriz görmedim. Geçen hafta Anadolu'yu dolaştım. Samsun, Amasya, Sivas, Kahramanmaraş, Gaziantep'i gezdim. Birçok işadamını depresyon (ruhi bunalım) geçirdiği için akıl hastanesine yatırmışlar gözlerimle gördüm. 60-70 milyar liralık triko makinaları 10 milyara alıcı bulamıyor. Çekler, senetler dönüyor. Hastaneler aklını yitirmiş işadamlarıyla doldu, taşıyor..."
Gömlekçi Süleyman yanıyor.
Babası Süleyman püfür püfür.
Köşkte resepsiyon veriyor.
Kabul günü yapıyor.
Cumhurbaşkanlığı'na bu yıl da bol bol harcasın diye Bütçe'den 24 trilyon lira ayrılmış bulunuyor.
Kendisi 43 yaşında emekli olan Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, "Sistem çöktü. Devlet iflas etti..." diyerek emeklilik yaşını 62'ye çıkartıyor. Fakat makam arabası olarak kullandığı Mercedes'ten inip, "Mademki halkım özveri yapıyor, ben de bakanlığa halk otobüsüyle gidip geleceğim..." diye bir örnek davranış niçin ortaya koymuyor? Bülent Ecevit 25 yıl önce "sosyal adaleti gerçekleştirmek" amacıyla söylediği cümleyi şimdi yanına Devlet Bahçeli ile Mesut Yılmaz'ı alarak; "Sayın arkadaşlar bu sömürücü düzen değişmelidir, kemer sıkma önce devletten başlamalıdır" niçin demiyor?
Ecevit, fikrini takip etmiyor.
Fikrini takip etmeyen...
Fikirsiz kalır.
Bu düzen değişmeli.
Kemeri önce devlet sıkmalı.
Demirel köşkten çıkmalı.
Okuyan Mercedes'ten inmeli.
***
Şu düzene bakın.
Dönün, dönün bakın.
Feryadıma hak verin.
İngiltere: 20 bakanı var.
Nüfusu: 59 milyon kişi.
Milli Geliri: 1.362 trilyon dolar.
Fransa: 14 bakanı var.
Nüfusu: 59 milyon kişi.
Milli geliri: 1.435 trilyon dolar.
Almanya: 14 bakanı var.
Nüfusu 82 milyon kişi.
Milli geliri: 2.142 trilyon dolar.
Japonya: 12 bakanı var.
Nüfusu: 126 milyon kişi.
Milli geliri: 3.797 trilyon dolar.
ABD: 14 bakanı var.
Nüfusu: 270 milyon kişi.
Milli geliri: 8.178 trilyon dolar.
Hollanda: 12 bakanı var.
Nüfusu: 16 milyon kişi.
Milli geliri: 378 milyar dolar.
Ve Türkiye: 34 bakanı var.
Nüfusu: 65 milyon kişi.
Milli geliri: 204 milyar dolar.
***
Aşağı yukarı Türkiye ile aynı nüfusu sahip İngiltere'deki politikacılar, Türkiye'nin 6 katından daha fazla milli gelir üreten ülkelerini 20 bakanlıkla yönetebilmeyi beceriyorlar.
Bizimkiler 34 bakanlık...
Biz 6 kat daha az üretim.
Fakat 3 kat fazla bakanlık.
34 tane bakan...
Müsteşarları, danışmanları...
Mercedesleri, korumaları...
Yağcıları, yağmacıları...
Bu düzen değişmeli.
Kemeri önce baştakiler sıkmalı.
Samimiyetinizi görelim.
