kapat

03.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZEYNEP GÖĞÜŞ(zgogus@sabah.com.tr )


Barbunya ayıklamak

Akşam yedi buçuk sularında gözüm mutfak sebzeliğindeki bir kilo taze barbunyaya takılınca çağrışım yaptı: Ankara'da çalışırken tanıdığım bir kız vardı, bir yandan telefonlara cevap verirken diğer yandan da masa altında akşama pişireceği barbunyayı ayıklardı.

Birdenbire canım barbunya pilakisi çekti. Barbunyayı akşam haberinde 62 yaş tartışmasını izlerken ayıkladım. Düdüklüye kaç şeker atacağımı annemi arayıp teyit etmiştim ki telefon yine çaldı. Annem, "Üzerini örtecek kadar su koymayı unutma!" diye uyardığında ona babamın hayatında hiç barbunya ayıklayıp ayıklamadığını sordum.

Öğretim görevlisi iken 65 yaş sınırından emekli olan annem hoşçakal demeden telefonu yüzüme kapadı.

Şimdi kadınlarla erkeklerin emeklilik yaşında eşitlenmek isteniyor diye kadınlar tepki gösteriyor. Sanki her şeyimiz eşitti de tek eksiğimiz bu kalmıştı! Ancak ortada bir başka gerçek daha var: "Türk erkeği barbunya ayıklamıyorsa, bunun sorumluluğu devlete mi ait?"

Çalışan kadının ev işlerini de üstlenerek yaptığı çifte mesaiye devletimiz emeklilik yaşını düşük tutarak prim vermekten vazgeçiyor. Belki de iyi ediyor. Çünkü o prim, kadının çifte mesaisine değil, işten eve dönünce yan gelip yatan erkeklere verilmiş bir ödüldü.

Günümüzde çalışan genç kadınların kaçta kaçı annelerinden gördükleri ev içi düzen modelini değiştirmeye talip? Pek çok kadın bu yüzden çıkacak huzursuzlukları yaşamak istemediği için taviz veriyor. Aileyi kurtarmak adına kadınların yaptığı fedakârlığı onaylarsanız bir başka soru: İyi de bu düzeni çalışan yani iyi kötü ekonomik bağımsızlığı olan kadın değil de kim değiştirecek? Hem o tavizi verip, hem de "Verdiğim tavizin bedelini devlet ödesin" demek hakkaniyete sığmıyor.

Peki ama çalışan kadının çifte mesaisindeki tüm suç Türk ailesinin sosyal yapısında mı? Devletin hiç mi sorumluluğu yok?

Çarpık sosyal düzenin değişmesi için gereken kadın-erkek eşitliği yasaları yıllardır Meclis'ten geçmiyor. Kadını siyasette söz sahibi yapmak, kadın beynini daha fazla üretime katmak için sistemin kılı kıpırdamıyor. Yasal doğum izni çok kısa. Devlet, toplumu dönüştürücülük rolünü kadınları yasalar önünde erkeklerle eşitlemek için oynamıyor.

Devlet görevini yapmıyor, kadınlarda ev içi düzen değişimi talebi yok. 62'de eşitlenmeye karşı çıkarken işin bu iki yönünü bir arada düşünmek gerek.

Annem bu sabah haftanın iki günü emeklilik sonrası yeni görevi olan torun bakıcılığını ifa etmek üzere bize geldi. "Unutma anne" dedim, "Benim oğlum barbunya da ayıklayacak, düğme de dikecek ve hatta... lavabo vimleyecek."

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır