|
AHMET TAN(tana@sabah.com.tr
)
|
Gölgeli hikaye
Eski Atina'da bir önemli devlet koltuğu boşalmış. Atinalılar, seçim yapmak üzere bir forum düzenlemişler. Hatipler sırayla kürsüye çıkıp konuşuyorlarmış. Ama, konuşmalar karşılıklı kötülemelerden, havanda su dövmekten öteye gitmiyormuş.
Yaşını başını almış ünlü filozof Demosten, el kaldırıp söz istemiş.
Forum yöneticileri umursamamışlar, sana laf yok, sen artık ununu eledin, eleğini asma zamanın ise çoktan geçti, bugüne dek söylemediğin tek laf kalmadı, sus ve otur, diye kendisine söz hakkı tanımamışlar.
Yaşlı Demosten bir süre sakin kalmış ama bakmış ki, boş konuşmalar sürüyor, oturduğu yerden bağırmaya, kısa bir söz hakkı da ben istiyorum, diye ısrarını sürdürmüş. Yöneticiler yine kulak asmamışlar. Ama, bu arada söz alan hatiplerden de bir tek düşünce kırıntısı çıkmıyormuş.
***
Demosten'in ısrarları artarak sürmüş. Bunun üzerine forum yöneticileri, peki gel sen de çık kürsüye, ama uzatma, demişler. Demosten kürsüye çıkmış:
- Size bir hikaye anlatacağım, diye söze başlamış. Atinalı'nın birisinin kıratı varmış. Tek başına atın sorumluluğunu, bakımını sürdüremeyeceğini anlayınca kıratı kiralamaya karar vermiş. Sonunda Megara'ya gitmek isteyen birisi kıratı kiralamış. Atı kiralayan atın sırtına kurulmuş, Atinalı da çaresiz atın arkasına düşmüş ve Megara'nın yolunu tutmuşlar. Gece olmuş, gündüz olmuş. Gitmişler gitmişler. Sıcak bastırmış, kan ter içinde kalmışlar. Bozkır ortasında biraz mola vermek ve karın doyurmak istemişler. Ortalıkta bir ağaç gölgesi yok. Atı kiralayan attan inmiş, kıratın gölgesine çömelmiş. Erzak bohçasını açacak olmuş ki, atın sahibi müdahale etmiş. Dur bakalım, demiş, gölge benim. Ben sana atı kiraladım, gölgesini kiralamadım ki... Bunun üzerine tartışma başlamış. Bir sonuca ulaşamamışlar ve başlamışlar oralardan geçecek birilerini beklemeye ki, hakemlik yapsın...
Demosten birden durmuş ve "Benim hikayem bu kadar" diyerek kürsüden inmiş. Dinleyen kalabalık da, forum yöneticileri de, Demosten'e bağırmaya başlamışlar. Sözü ortada bırakıp inemezsin, inme, hikayenin gerisini anlat... Sonra ne olmuş, kıratın gölgesi kimin olmuş, hakem çıkmış mı, çıkmışsa ne olmuş? Sonucu açıkla, diye bağırıp çağırmaya başlamış, ortalığı velveleye boğmuşlar.
***
Israr üzerine Demosten yeniden kürsüye çıkmış.
- Allah tümünüzün cezasını versin, diye söze başlamış ve sözlerini şöyle tamamlamış:
- Ben burada, benden önce konuşan hatiplerden sizlerin çıkarı ve mutluluğu için açıklamalar, düşünceler bekledim. Ama, boş konuşmalardan başka hiçbir şey dinleyemedim. Bunun üzerine kalkıp, size içinden çıkılmayacak, yumurta-tavuk hikayesi gibi bir hikaye düzdüm. Bu hikayeye benim söyleyeceklerimden, kendi deneyimlerimden daha çok ilgi gösterdiniz. Kıratın gölgesi kiraya dahil mi değil mi, hikayesine gösterdiğiniz bu büyük ilginin sebebi ne? Hem kıratın gölgesinden size ne? Aranızdan kaç kişinin kıratı var ve kaç kişi kırat kiralayacak? Kaç kişi öğle sıcağında onun gölgesinde yemek yemek zorunda kalacak, söylesenize! Allah hepinizin müstahakını versin, bunu da bela okumak için değil, şunun için söylüyorum, her ahali kendi hak ettiği makam sahipleri tarafından idare edilir ve edilmelidir... Nutkum bu kadar!
***
Bu hikayenin, amblemi Kırat olan partimizdeki olağanüstü kongre tartışmalarıyla bir ilgisi yoktur, onun dışındaki tatsız-tuzsuz, uçsuz-bucaksız, yararsız-zararsız her nevi tartışmayla ilgisi pek çoktur.
|
|
Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|