Farkında mısınız? Siyasi tansiyon düşüverdi.
Kavga döğüş yok.
DYP-ANAP, sanki ateşkes ilân etmiş durumda.
CHP, zaten tatilde.
DSP, kafasını çevirip CHP'ye bakmıyor bile.
MHP deseniz, polemikten hiç hazzetmiyor. Buna fırsat vermiyor.
Liderler artık -uluorta- kameraların karşısına geçip konuşmuyorlar. Ayaküstünde, merdiven aralığında, asansör boşluğunda demeç vermek yok.
Hergün yapılagelen Basın Toplantıları da belli bir ciddiyete bağlanmıştır.
Gurup Toplantılarının içeriği artık boş değildir.
Ödüm kopuyor, nazar değecek diye.
Bu söylediğim, depolitizasyon değil...
Sadece tansiyon düşüklüğü.
Neydi o bir ara? Hergün kıyamet kopuyordu. Sabah konuşanlar, öğleden sonra cevabını alıyorlardı... Bütün gece de televizyonlar, bu kavgaları kaşıyorlardı.
Tartışmalar, evlerimizin içine yansıyordu. Türban'ı konuşurken bile herkes birbirini kırıyordu.
Şimdi acayip bir sessizlik var.
Kimse kimsenin damarına basmıyor.
Aman nazar değmesin.
Biliyorsunuz..
CHP, ikinci kümeye düştü. Taraftarları bir sessizlik içinde.
DYP ve ANAP, kırmızı çizgiye yaklaştı. Birbirlerine söyleyecek lâfları yok.
DSP, rahatladı.
MHP, geldiği noktayı hazmetti.
Tansiyonun düşüklüğü belki de budur.
Sadece Fazilet hırçınlaşıyor. Ama o da bu def'a muhatap bulamıyor.
Durun bakalım.
Türkiye, hiç alışılmamış bir devre yaşıyor.
Hele Türk Solu'nun muhalefette kalmayıp iktidara geçerek elini taşın altına sokması, galiba ayrı bir suknet getiriyor.
Aman nazar değmesin.
Ecevit-Bahçeli ikilisi, çok ciddi insanlar.
Ölçüsüz kelime sarfetmiyorlar. Kimseye kuşak sarkıtmıyorlar.
Ayrıca... vakitlerini çok iyi kullanıyorlar. Ankara-İstanbul arasını komşu kapısı yapmadılar hiç... düğünlerde derneklerde boy göstermediler. Gazetecilerin ablukasına da girmediler.
Yanlarına kolay yaklaşılmıyor...
Bunlar duyum aldım diye ortalara çıkmıyorlar. Dedikodu yapmıyorlar. Laikliklerini kanıtlamak için, bunlar hiçbir müsamereyi kabul etmiyorlar.
Mesut Yılmaz' a gelince...
Kökünde zaten ciddiyet vardır. Hatta çatık kaş'a kadar uzanan bir ciddiyet... Sesinin tonu da, ciddiyete yardımcı bir unsur.
Biraz uçmuştu.
Cahil yağcıları, onu gereksiz kavgalara sokmuştu.
Şimdi bakıyoruz, Ecevit-Bahçeli ikilisinin koridoruna o da girmiş. Yani 3'lü bir ciddiyet doğmuş. Asabiyet gitmiş -eskiden olduğu gibi- nezaket gelmiş.
Galiba biraz ketumiyet de kazanmış.
Yılmaz'ın bu hali güzel.
Ankara'yı ciddi görürsek, hepimiz -mecburen- ciddi oluruz... Rejimin bütün kurumlarına bir çekidüzen veririz... Basın olarak da önce kendimizi islâh ederiz. San'atı bile terbiye çizgisine getiririz... Bu bir elektrik.... Zincirleme sirayet eder.
..........
Kavga etmeyi, kimse aktivite zannetmesin.
En büyük aktivite icraat'tır.
Başarının getireceği zaferi, hiç bir düello getiremez.
Ankara, şimdilik iyi yolda.
Meclis, bir barış arenası'na dönmüş.
Acaba diyorum bunda Apo'nun katkısı var mı?