|
|
|
|
Mekânlar
Aya İrini Müzesi I. Iustinianos döneminin tüm mimari özelliklerini yansıtan Aya İrini "Kutsal Barış", ana mekân, narteks ve atriumdan oluşur. Bazilika ile kapalı Yunan haçı arasındaki geçiş, dönemin en tipik mimari özelliklerinden biridir. Osmanlı döneminde atrium, küçülerek orijinalliğinden uzaklaşsa da, Aya İrini İstanbul'da günümüze kadar gelebilmiş yegâne atriumlu kilisedir. Kubbesindeki dört kademeli kürsü, İsa'nın çarmıha gerildiği Golgota Tepesi'ni, üzerinde yükselen geniş kollu haç İsa'yı betimler. Ana mekânda iki parça halinde bulunan, büyük olasılıkla I. Constantinus dönemimde yapılmış ilk yapıdan arta kalan döşeme mozaikleri, Bizans sanatının en erken örneklerini oluşturur. Aya İrini'nin sağ üst galerisinde ise geç döneme ait aziz başlarını tasvir eden freskolar bulunmuştur. Bunlar kilisenin, Bizans'ın son döneminde mozaik yapımından daha kolay ve daha ekonomik olduğu gerekçesiyle yaptıkları freskolarla bezeli olduğunu kanıtlar. Aya İrini, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden sonra, Topkapı Sarayı'nı çevreleyen Sur-ı Sultani içerisinde kaldı ve silah deposu olarak kullanıldı.
Günümüzde, başta Uluslararası İstanbul Müzik Festivali olmak üzere çeşitli etkinliklere tahsis edilerek konser ve gösteri amaçlı olarak da kullanılmaktadır.
Atatürk Kültür Merkezi İki konser salonu, tiyatro gösterileri için kullanılan üç küçük salon, ayrıca sinema, sergi salonları ve geniş hizmet mekânlarını kapsayan Atatürk Kültür Merkezi ülkemizin en önemli gösteri sanatları mekânlarından biridir. AKM birbiri ardına sıralanmış dikdörtgenler prizmalarına dayanan mimarisiyle, 1950'li yıllarda mimarlığa egemen olan işlevselciliğin de bir temsilcisi sayılır. AKM, İstanbul Devlet Operası ve Balesi ve her yıl haziran ayında gerçekleştirilen İstanbul Müzik Festivali'ne de ev sahipliği yapmaktadır. Ses Tiyatrosu 1885'te İstiklal Caddesi'nde Halep Pasajı'nda yer alan Pera Sirki (Cirque de Pera), 1899'da mimarisinde yapılan değişiklikler sonucunda, tiyatro ve opera gösterilerine uygun bir hale getirildi. Salonun adı Türk sinema tarihinde de sık sık geçer, Pera Sirki'nde 1901'de "dev sinematograf" denilen bir düzenle film gösterileri de yapılmıştır. En son 1989'da Ferhan Şensoy tarafından aslına uygun bir restorasyonla, sinema salonundan tiyatro salonuna dönüştürülen yapı eski güzelliğine yeniden kavuşur. Salon "Ses Tiyatrosu 1885-Ortaoyuncular" adıyla yeniden açılır.
Bulgar Kilisesi (Stefan Sveti) Haliç kıyısında, tüm ihtişamıyla yükselen Stefan (Sveti) Kilisesi, Fener ve Balat arasında, Prens Stefan Bogoridi tarafından bağışlanan evde faaliyete geçmiştir. Kilisenin en ilginç özelliklerinden biri tümüyle demir malzemeden ve prefabrik olarak yapılmış olması. Bu nedenle, dünya mimarlık tarihinde ilk prefabrik yapılardan biri olarak büyük önem taşıyor.
Eski, yanmış kilisenin yerinde yükselen demir kilise "Stefan Sveti", mimar Hovsep Aznavur tarafından projelendirildi. Yapının parçaları Viyana'da üretildi, buradan da Tuna Irmağı ve Karadeniz üzerinden gemiyle İstanbul'a taşındı. Kurulması bir buçuk yıl süren demir kilise, 1898 yılında Ekzarh Yosif tarafından ibadete açılmıştır.
Darphane-i Âmire Binaları Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk darphanesi olan ve Topkapı Sarayı'nın birinci avlusunda bulunan Darphane binaları 1727 yılında tamamlandıktan sonra, II. Mahmud döneminde kapsamlı bir onarımdan geçti. Bütününde ampir üslubunun ağırlıkta olduğu yapılar; barok eğilimli duvarlar, kemerli kapılar, granit parke döşeli yollarıyla bir armoni oluşturur. Dönemin mali düzeni içersinde büyük bir öneme sahip olan Darphane'de para basımının yanı sıra, saray için gerekli olan altın ve gümüş eşya, hatıra sikkeleri ve mücevherlerin imalatı da yapılırdı.
Yıldız Sarayı Tiyatrosu Yıldız Sarayı'nın bulunduğu alan, Kanuni Sultan Süleyman döneminden başlayarak padişahların avlanma yeri olmuştur. Bu alandaki yapılanma, 1834'te II. Mahmud askerlerinin talimlerini izlemek amacıyla küçük bir köşk yaptırmasıyla başlar ve II. Abdülhamid döneminde gerçekleşen yerleşim ve çevre düzeniyle gelişir. Zaman içinde saray, çok sayıda köşk, kasır, tiyatro gibi bina ve ekleriyle bugünkü karakteristik haline kavuşmuştur. Eski bir ahırın yerine inşa edildiği söylenen ve saray mimarı Raimondo d'Aronco tarafından projelendirilen Yıldız Sarayı Tiyatrosu, Osmanlı döneminde, genellikle nazırlar ve yüksek memurlar ile özel davetlileri ağırladı. Tiyatro, günümüzde özel gösterilerde kullanılmak amacıyla onarılmıştır.
Boğaziçi Üniversitesi, Albert Long Salonu Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde yer alan Albert Long Salonu'nun içinde, iki ders salonu ve toplantı salonu bulunmaktadır. Konferanslar, konserler ve genel toplantılar için düzenli olarak kullanılan bina, 1891 yılında tamamlandı. Geçmişte oditoryum kilise olarak kullanılan bina 1904 yılında Albert Long Salonu olarak yeniden adlandırılarak, 1971'de Boğaziçi Üniversitesi bünyesine dahil oldu.
|
|
|
|
|
|
|