kapat
13.06.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL


REFİK DURBAŞ


Sali, "düş"lerin seyrinde...

Ressam Sali Turan'ın şu sözleri, yıllardır zihnimin kilerinde yerini korumakta "Resim müthiş bir yolculuk. Öyle şanslısınız ki dünyadaki bütün coğrafyalar sizi etkiler, içinizdedir. Dilediğiniz gibi oluşturursunuz her yeri. Dünyada yan yana gelmeyecek şey yoktur resimde. Mümkünsüzlüğün aşıldığı tek yer denilebilir tuvale..."

Sali, 17 Haziran'a kadar Elmadağ'daki "Antik Sanat Galerisi"nde izlenebilecek "...dün...bugün..." başlıklı sergisinde, birbirine paralel iki yol üzerinde yolculuğa çıkarıyor "düş"lerini. Birinci yolun kavşağında "Ozan", "Udi", "Asmalı Mescit'ten Tipler", "Şarap İçen Kız", "Mina" gibi günlük hayatını çerçeveleyen nesneler ve kişilikler yer almakta... Yolun ikinci kavşağını ise Efes, Assos, Zeugma, Patara, Bodrum gibi antik kentler ve bu kentlerin Sali'nin zihnindeki yansımaları bulunmakta...

Prof.Dr.İsmail Tunalı, "Sali Turan'ın Resmi Üstüne" bu iki kavşağın kesiştiği noktayı şöyle tespit ediyor

"Bu her iki dünya, tüm elementleriyle Sali Turan'ın resminde bir kolaj olarak bütünleşirler ve Sali Turan'ın resimlerindeki resimsel gerçekliği meydana getirirler. Bu yeni dünya gerçekliği, yalnız renk ve çizgi gibi resimsel elementlerin egemen olduğu bir armoniyi değil, aynı zamanda bir akustik polifoniyi de içermektedir. Çünkü, Sali Turan'ın resimleri yalnız renk ve biçim gibi görsel elementlerin oluşturduğu resimler değildir. Bu resimlere bir ses orkestrasyonunun katıldığını da söyleyebiliriz."

Belki de bu yüzden işte "Yandı Kuşlar" tablosu, gökyüzünden inen şimşek ile "yanan" bir kuşun çığlığı arasında durmakta... Sali'nin "düş"lerin seyrine durması misali...

REFİK DURBAŞ

Elbette Hıristiyanlar...
Türkiye Protestan Kiliseler Birliği Basın Danışmanı Sayın İsa Karataş'a, 28 Mayıs 2003 tarihli "SABAH Posta Kutusu"nda yayımlanan "AB, Hıristiyan Kulübü mü?" başlıklı yazıma gösterdiği ilgi için teşekkür ederim.

Sayın İsa Karataş'ın hassasiyetini anlıyor ve haklı buluyorum. Ancak bu yazımın temel amacı, Hıristiyanlığı eleştirmek değildi. Aksine, ben bu yazımda, bütün dinlerin aynı kökten ya da aynı inançtan kaynaklandığını, bir anlamda bütün dinlerin aynı veya benzer değerlerleri bünyesinde topladığını, bu nedenle de Hıristiyan dinini benimsemiş Avrupa Birliği ülkelerinin İslam dinini benimsemiş Türkiye'yi aralarına almalarının bir sakınca yaratmayacağını anlatmak istemiştim.

Zaman zaman medyada ve günlük yaşantımızda çeşitli nedenlerle, devlete ağır eleştirilerin yapıldığı yazılar yayımlanır ve sözler söylenir. Yapılan bu eleştiriler, aslında tüzel bir varlık, yani hukuksal bir kurum olan ve kimilerine göre de "kutsal" bir niteliği bulunan "devlet"e değildir; yapılan eleştiriler bu kurumu yönetenleredir. Yazımda geçen "Hıristiyanlık" kelimesi de bu anlamda kullanılmıştır. Dolayısıyla bir din ve bir inanç kurumu olan Hıristiyanlığa karşı tavır söz konusu değildir. Sayın İsa Karataş'ın ve yazımı benzer şekilde yorumlayanların, bunu bu şekilde anlamalarını isterim.

Dr.ŞERAFETTİN YAMANER İSTANBUL


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır