|
 |
|
MUHARREM SARIKAYA
Türkiye üzerinden 4600 sorti
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, bir süredir, tezkere dolayısıyla Washington'da Ankara'ya kırgınlık olduğuna ilişkin mesajlara şu karşılığı veriyor
"Türkiye'nin Irak operasyonunda ABD'ye yardımda bulunmadığı doğru değil. Tek tek saymak istemiyoruz, ama yaptığımız çok önemli katkılar var..."
Gül, bugüne kadar sözlerini bu noktada kesmeyi tercih etti.
Peki, Gül'ün söylemek istemediği "çok önemli katkılar" neler?
Dışişleri Bakanlığı'nın verilere göre, ikinci tezkere ile hava sahasını açmasından, operasyonun son bulmasına kadar, ABD uçakları Türkiye üzerinden Irak'a tam 4 bin 600 sorti gerçekleştirmiş.
Daha önemlisi, "alan yatırımı" çerçevesinde Türkiye'ye gelen ABD askeri teçhizatlarından büyük bölümünün sınırdan Irak'a geçmesine de göz yummuş.
Ayrıca Irak'ta vurulan ABD uçakları ve yaralanan askerlerinin insani yardım çerçevesinde Türkiye'deki üslerden yararlanmalarını da buna eklemek gerekiyor.
ABD askerlerinin lojistik ihtiyaçları Türkiye üzerinden sağlanıyor.
Verilere göre, son dönemde Irak'a giden gıda, ilaç ve diğer malzeme yüklü TIR sayısı 6 bini civarında. Bu sayının Irak'ın imarı ile ilgili çalışmalar başladığında katlanarak yükselmesi bekleniyor.
ZİYAL'İN GEZİSİ
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Uğur Ziyal'in Pazar günü başlayacak Washington ziyareti sırasında ABD'li muhataplarının önüne koyacağı dosyalarda bu veriler de yer alacak.
Sadece dosyaların konulmasıyla kalınmayacak, yüz yüze söylenebilecek her söz kapalı kapılar ardında rahatlıkla dile getirilecek.
Böylece Ankara-Washington arasında gazeteciler veya işadamları aracılığıyla kulaktan-kulağa oynama dönemine son verilecek.
Dışişleri Bakanlığı'nda, Ziyal'in gezisi sonrasında iki ülke ilişkilerinin çok daha iyi bir noktaya geleceği inancı yüksek.
Bunun ilk göstergesi olarak da ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın birkaç gün önce Bakan Gül'e gönderdiği mektuba atıfta bulunuluyor.
Gül'ün İKÖ zirvesindeki konuşmasına övgü düzen Powell'ın mektubu hakkında Dışişleri bir açıklama yapmazken, ABD tarafının bunu basına sızdırmış olmasına dikkat çekiliyor.
AB SÜRECİNE KATKI
Tezkerenin reddi, her ne kadar ABD ile gerginlik yaratmış olsa da AB ile yakınlaşmayı sağlamış olmasından Ankara hoşnut.
TBMM'ye dün gönderilen 6'ıncı Uyum Paketi ve haftaya Bakanlar Kurulu'na gelecek olan Ulusal Program'ın çıkmasının buna katkı yapacağı görülüyor.
Dışişleri, askerin "biz çekincelerimizi ortaya koyduk, siyasi iradenin alacağı karara uyarız" yaklaşımı göstermiş olmasından memnun.
Nitekim, dün askerden yansıyan hava da bu duruşun devam edeceği yönünde.
Buna rağmen askerin rahatsızlığı yok değil. Özellikle, ibadethanelerle ilgili kendilerinden çıkmayan, hatta tam tersi noktada olan görüşlerin kendilerine mal edilmiş olmasına içerliyorlar.
Ayrıca Yunanistan'ın Ege'de son dönemde ortaya attığı bazı iddialara hükümetin sessiz kalması dolayısıyla konuşmak zorunda bırakılmaktan da asker memnun değil.
Türkiye'nin Selanik Zirvesi sonrasına kadar sessizlik politikası izlemesi sonucunda Yunanistan'ın AB içinde bu konuda yol almasından kaygı duyuyor.
Hükümet ise bu konuda şu aşamada sert bir çıkış yapma niyetinde gözükmüyor. Meselenin katı bir tutum almadan da çözülebileceğine inanılıyor.
Dışişleri Bakanlığı'nın temkinli yaklaştığı bir diğer konuda da ABD'nin İran'a karşı sergilediği tavır.
Türkiye'nin İran politikasında, hatta Suriye'ye bakışında yakın gelecekte sert bir viraj alınması gibi bir durumun söz konusu olmayacağı vurgulanıyor.
Ankara, bin yıllık ilişkisi olan ve 400 yıl önce çizilen sınır çizgisinde hiçbir problem yaşanmayan İran'a sırtını dönmek yerine, Orta Asya'ya açılan bir kapı olarak daha iyi ilişki içinde olmayı hedefliyor.
Bu politikasının AB sürecine katkı sağlayacağını hesaplıyor.
Ankara, ABD ile ilişkilerini eskiye döndürmeye çalışırken, bugüne kadar sergilediği Arap ülkelerini batıya çekme çabasından da geri adım atmadan AB ile bütünleşme politikasını sürdürme kararlılığında.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
