kapat
13.06.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL


Emniyet Teşkilatı'na 'ilginç' atamalar

İçişleri Bakanı Aksu, selefi Yücelen'in atamasını yaptığı emniyet mensuplarının yerine, daha önce görevinden alınmış isimleri getirdi. Hanefi Avcı'nın yeniden görev alması dikkat çekti

İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Emniyet Genel Müdürlüğü'deki kritik görevlere, geçmiş hükümetler döneminde görev almış isimleri getirdi. Bakan Aksu, selefi eski İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'in giderayak atadığı isimleri görevlerinden aldı.

İstihbarat Daire Başkanlığı'na Tantan döneminde gelen Sabri Uzun, yeniden aynı göreve getirilirken, benzer şekilde Kaçakçılık Daire Başkanlığı'na da Hanefi Avcı atandı. Asayiş Daire Başkanlığı görevini de Hüseyin Özalp getirildi.

KIZAK GÖREVE' ATAMA
Yücelen'İn İstihbarat ve Kaçakçılık Daire Başkanlarını "siyasi rakibi Cem Uzan ve kardeşi Hakan Uzan hakkında Ürdün Vatandaşı olmalarına ilişkin bilgi toplamadıkları" gerekçesiylegörevlerinden aldığı iddia edilmişti. Yücelen'in atadığı İstihbarat Daire Başkanı Melih Kiter, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı Çoşkun Hayal ve Asayiş Daire Başkanı Feray Şirin 8 ay sonra görevden alındı.

Öte yandan Yücelen'in atadığı isimlerin arasında olan Asayiş Daire Başkanı Feray Şirin'in yerine de Hüseyin Özalp görevlendirildi. Adı Ankara Asayiş Müdürlüğü görevi döneminde duyulan Özalp hakkında Dedeman ailesinin torunu Umut Dedeman'ın, Kürt Ahmet lakaplı Ahmet Turgut'un torunu Melih Turgut tarafından kaza kurşunuyla öldürülmesi olayında duyuldu. Olayla ilgili sert açıklamalarda bulunan Nadire Dedeman, olayın Özalp'inde aralarında bulunduğu Mehmet Uyar, Mehmet Yasak gibi isimler tarafından örtbas edildiğini iddiaları dile getirmişti.

Bakan emriyle yapılan düzenlemede son olarak Araştırma Planlama Koordinasyon (APK) Daire Başkanı Arif Sezer de görevden alındı. Sezer, yerini Özalp'e bırakan Feray Şirin de emniyette kızak görev olarak tabir edilen APK emrine alındı. APK Daire Başkanlığı görevine Polis Başmüfettişi Mustafa Gülcü atandı.

Susurluk'un kilit adamı geri döndü
İstihbarat Daire Başkanlığı görevine getirilen Hanefi Avcı'nın adı ise 3 Kasım 1996 tarihinde meydana gelen Susurluk Kazası'ndan sonra duyuldu. Avcı, TV'lere çıkıp devlet-mafya-siyasetçi ilişkilerini anlattı.

Uzun süre kızak görevde kalan Avcı, açıklamaları nedeniyle Genelkurmay'ın suç duyusuyla yargılanarak bir süre Haymana Cezaevi'nde tutuklu kaldı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda askerlik görevini yapan eski istihbaratçı polis memuru Kadir Sarmusak'ın Batı Çalışma Grubu'nun raporlarını sızdırması ve ardından gelişen askeri mahkeme sürecinde de yargılanan Avcı, polis istihbaratının yetiştirdiği en önemli teknik adam olarak biliniyor. Diyarbakır'da görev yaptığı dönemde sol ve sağ örgütlere yönelik çok sayıda başarılı operasyona imza attı. Avcı, istihbarat görevinden uzaklaştırıldıktan sonra mahkeme kararı ile 1'nci sınıf Emniyet Müdürlüğü'ne terfi etti.

YEŞİL'LE BAĞLANTI İDDİASI
Susurluk Raporunu hazırlamakla görevlendirilen Savcı Kutlu Savaş, raporunda şu görüşlere yer vermişti "Cem Ersever'in (binbaşı) öldürülmesi ise halen faili meçhul olaylar arasındadır. MİT'e göre; Hanefi Avcı "Mahmut Yıldırım'ı çağırarak gerekli yerlerde görüştüğünü söyleyerek, son dönemdeki faaliyetlerinden ötürü Cem Ersever'in ortadan kaldırılması gerektiğini bildirmiş, daha sonra Mustafa Deniz ve Neval Boz'a (sevgilisi, karısı) yönelerek onların işbirliğini sağlamış onlar da Avcı'nın talimatıyla Cem Ersever'i infaz grubuna teslim etmişlerdir. MİT'in açıklamaları gerçeklerden uzaktır. Mantıklı ve tutarlı açıklamayı ise -nedense MİT'in sürekli olarak itham ettiği- Hanefi Avcı yapmıştır. Avcı, TBMM Susurluk Komisyonu'na 4.2.1997 tarihinde yaptığı açıklama yapmıştır.Sorgulamayı yapanlar arasında Mahmut Yıldırım'ın (Yeşil) olduğu iddiası yaygındır. Eylemin gerçekleşme biçimi, her üçünün fiziki bir zorlanmaya maruz kalmamaları, cinayette PKK ihtimalini yok etmektedir."

TELEVİZYONDA KONUŞTU
Görevi "iç istihbarat" olan Emniyet İstihbaratı'nın önde gelen ismi Hanefi Avcı, Türkiye'de istihbarat görevi yapan Devlet organlarının mutlaka Meclis tarafından denetlenmesi gerektiğini, 32.Gün programında şöyle anlatmıştı

"Meclis'in bizim üzerimizde yani AskerKesim, Mill İstihbarat ve bizim üzerimizde herhangi bir denetimi yok. Siviller bunu kendileri için bir görev saymıyorlar. Hatta daha açık söyleyeyim siviller Mill İstihbarat'ı denetlemekten biraz ürküyorlar. Dört aydır bu konular araştırılmış değil, bir tahkikat açılmış değil veya en azından benden sorulmuş değil..."

Telekulak suçlaması yapılmıştı
İstihbarat Daire Başkanlığı görevine atanan Sabri Uzun'un adı kamuoyunda Telekulak skandalı ile duyuldu. Uzun, teftiş denetim yaparken dönemin Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Osman Ak ve İstihbarat Şube Müdürü Ersan Dalman'ın yasadışı olarak telefon dinlediklerini belirleyerek, görevlerinden aldı.

İçişleri eski Bakanı Yücelen, döneminde Uzun, tekrar aynı göreve geldi. Yaklaşık 1 yıl görevde kalan Uzun, bu sırada yine bir skandalı açığa çıkardı. Uzun, dönemin İstanbul Kaçakçılık ve Organize Suçlar Müdürü Adil Serdar Saçan ile işadamı Erol Maks Kohen arasındaki ilişkileri anlatan rapor düzenledi.

Uzun, özellikle Hizbullah, DHKP-C ve Kudüs Savaşçıları örgütlerine yönelik başarılı operasyonlarıyla tanındı.

Ünsal ERGEL


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır