|
 |
|
Tam üyelik 2010'da
Annemie Neyts, AB'yle müzakerelerin en geç 2004 sonunda başlaması gerektiğini belirtti ve ekledi Türkiye'nin tam üyeliği için hedefimiz 2010. Hükümetim de bu görüşlerimi paylaşıyor
Selanik zirvesi öncesi Avrupa Birliği'nin "komuta merkezi" Belçika'da iktidarın nabzını tutuyoruz. İlk konuğumuz ülkenin dış ilişkilerinden sorumlu Bakanı Annemie Neyts. AB'ye tam üyelik sürecinin diğer bütün ülkelere olduğu gibi Türkiye için de uzun ve zahmetli bir süreç olduğunu belirten Bakan, bu yolda attığımız "cesaretli" adım ve sarf ettiğimiz çabaların göz ardı edilemeyeceğini vurguladı. Türkiye'nin en geç 2010 yılında birliğe tam üye olacağına inandığını belirten Bakan Neyts, şunları söyledi
* Türkiye'den istenen kriterler, diğer aday ülkelerden istenenlerden farklı değil. Bu kriterler de herkesin bildiği Kopenhag kriterleri. Ülke ne kadar önemli olursa olsun, eğer şartları yerine getirmiyorsa AB üyesi olamaz. Bu çok açık ve net bir karar. Belçikalı ve Avrupalı bir politikacı olarak Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini yerine getirmekte gösterdiği, göstermekte olduğu çaba ve kararlılığı memnuniyetle karşılıyorum. Son iki yıldır AB'ye uyum çerçevesinde yapılan yasa değişiklikleri bunun en somut kanıtı. Meclisinizdeki yasa değişikliği oylamalarına bakın. 'Evet' oyu veren milletvekilleri sadece hükümetteki partililer değil. Muhalefet milletvekilleri de olumlu oy kullanıyor. Türkiye'de her kesimin AB üyeliğini desteklediğinin ve benimsediğinin bir göstergesidir bu tablo...
'POLİTİKACILAR DA SAÇMALAR'
* Belçika hükümeti de bu görüşlerimi paylaşıyor. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girme isteğinin çok fazla olduğunu biliyoruz. İstemek başarmanın yarısıdır. Bu son derece önemli. Türkiye AB'ye üye olmak istediği için çok kısa sürede çok önemli reformlar gerçekleştirdi. Laik bir ülke olan Türkiye, kurumlarını da modernleştirmede yol aldı. Anayasada yaptığı değişikliklerle ülkenin demokratikleşmesinin önü açıldı. Ayrıca, ekonomisi liberalleşmiş bir ülke oldu. Stratejik olarak çok önemli bir yerde olan Türkiye AB'ye tam üye olabilmek için elinden geleni yapıyor. Bu karşılıksız bırakılamaz.
* Avrupa, kültür olarak Musevi-Hıristiyan kökene sahip. Ancak Haçlı zihniyetine değil. Bazı Avrupalı politikacıların da kafalarını değiştirmesi gerekiyor. Anlaşılan önemli ve başarılı politikacıların da kimi zaman saçmalama hakkı var...
* Türkiye ve Yunanistan'ın attığı iyi niyetli adımlar karşılıksız kalmayacak. Kıbrıs'a üç defa giderek hem Denktaş, hem de Klerides'le görüştüm. İki kesim arasında görüşmeler başladı. Adada çözümün ön şartı olan görüşmeler başladı. İlk etapta bir sonuç görünmese de önemli yol kat edildi. İyi niyetle görüşmelerin aralıksız devam etmesi halinde sonuç alınır.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
