kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
17 Ekim 2008, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

'Biz haklıyız ve doğru yerde duruyoruz'

ANKARA
17.10.2008
Erdoğan, Başbuğ'un, "Herkesi doğru yerde bulunmaya davet ediyorum" sözüne katılarak, "Biz haklıyız ve doğru yerdeyiz. Gerisini yanlış yerde duran düşünsün" dedi..
Başbakan Tayyip Erdoğan, Aktütün saldırısı ile ilgili basında çıkan eleştirilere sert tonda yanıt veren Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'a destek çıktı. Güvenlik güçlerinin kahramanca mücadele ettiğini ve eleştirilere karşı kendisini savunma hakkı bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, Org. Başbuğ'un, "Herkesi doğru yerde bulunmaya davet ediyorum" sözlerine karşılık, "Biz haklıyız ve doğru yerdeyiz. Gerisini yanlış yerde duranlar düşünsün" dedi. Olimpiyatlarda ve Paralimpik oyunlarda madalya kazanan sporcuları kabulünde, kimsenin hükümeti ve güvenlik güçlerini teröre karşı zafiyet içinde göstermemesi gerektiğini belirten Erdoğan, "büyük davamız" dediği teröre karşı topyekün mücadelenin önemine işaret etti. Erdoğan, bunu "farklı yönlere" çekmek isteyenler olabileceğini vurgulayarak, "Güvenlik kuvvetlerimiz askeri boyutunu kahramanca yürütmektedir. Bunu görmemek şehitlerimize haksızlıktır. Eli silahlı teröriste karşı başka bir yol bilen varsa durmasın, çıkıp bunu söylesin" dedi.

KENDİNİZE BAKIN
Daha sonra sözü Org.l Başbuğ'a getiren Erdoğan, medyaya şu eleştirileri yöneltti: "Genelkurmay Başkanımız da haklı olarak buna vurgu yapmıştır. Elbette basın hürdür. Eleştirme hakkı da vardır. Buna mukabil kendilerine yapılan eleştirilere de cevap hakkı vardır. Verilen cevabın üslubundan ve sertliğinden şikayet edenler bence dönüp bir de kendilerine baksınlar. Özgür basının da uymak zorunda olduğu meslek ahlak kuralları var. Eleştirmek başka birşeydir, ölçüsüz ve önyargısız kampanya yürütmek başka bir şeydir. TSK ve onun komutanlarına karşı kampanya yürütülmesinin faturasının nasıl bir moral değer ortaya çıkaracağının hesabı yapılıyor mu? Komutanlarımıza karşı yapılan bu kampanyanın cephedeki er, erbaş, komuta kademesinin üzerinde meydana getirdiği tehdit düşünülüyor mu? Bu mücadelede basın da dahil herkes nerede durduğunu iyi bilmelidir. Terörün tek amacı propagandasını yaptırmaktır. Ne yazık ki yazılı ve görsel medya bu konuyu gayet başarılı bir şekilde sürdürmektedir. Eğer direnci kırılacak, yaptığı iş sorgulanacak, kampanyalara hedef yapılacak biri varsa o da terördür, teröristtir. Yoksa terörle mücadele eden değil. Teröre karşı hepimiz aynı safta olmalıyız. Kimse terörü cesaretlendirme hakkına sahip değildir, olamaz. Açık söylüyorum; biz haklıyız ve doğru yerdeyiz. Gerisini yanlış yerde duranlar düşünsün."