kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Mayıs 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Gerekirse demokrasi için savaşmalı

18.05.2008
İLİŞKİLİ HABERLER
Gerekirse demokrasi için savaşmalı
Jacques Attali'nin Yapı Kredi ana sponsorluğunda yaptığı konuşmasının başlığı, 'Dünya Politikasının Geleceği ve Türkiye'nin Avrupa'daki Yeri'ydi. Burada da önemli saptamalar art arda geldi; bunlardan ilki, geleceğin Avrupa'sına yön verecek dört ülkenin mevcut olduğu iddiasıydı; Attali bu ülkeleri, Rusya, Almanya, Fransa ve Türkiye diye sıraladı. Ancak, Attali'nin konuşmasını takiben verilen karidesli, şaraplı, dana etli öğle yemeğine katılan kimi muzip Türk işadamları, kendisinin gittiği her yeni ülkede verdiği her yeni konferansta dördüncü ülkenin adını değiştirdiğini iddia etmekten geri kalmadı. Konuşmasında "Demokrasi için, gerekirse savaşmak gerekiyor," diyen Fransız siyasetçi ve yazar ayrıca, geleceğin Avrupa Birliği'ne (AB) dair karanlık bir tablo çizdi. "Türkiye, AB değerlerini geçmişinde taşıyor," diyen Attali, bu konuda ayrıca eleştirel olmaktan da çekinmeyerek "Avrupa yakında kendi kendisinin tehdidi haline gelecek,'' diye konuştu ve AB'nin kendi içinde ciddi bir karar ve yönetişim krizi yaşayabileceğini ima etti. Ancak Attali'ye göre, Türkiye'nin içinde olduğu bir AB de, ayrıca Ortadoğu ve Asya'ya açılım adına çok önemli bir kazanım olacak gibi görünüyor. Afrika'nın da yüzde 5'lik büyüme oranıyla giderek iştah kabartan bir ekonomik pazar halini aldığına dikkat çeken Jacques Attali'ye göre, giderek ucuzlayan bilgi teknolojilerinin yerini, yakında giderek pahalılaşacak temel gıdalar ve enerji ile su alacak. Bu yönüyle, Attali'nin bile 2.5 milyar insanın yoksulluk sınırının altında yaşadığına dikkat çektiği dünyanın durumu, aslında pek de parlak değil. Attali ayrıca, günümüz Avrupalısını mutlu ve bencil olarak niteliyor ve bunun, 35 ülkeye çıkacak AB için bir sistem felcine yol açacağını iddia ediyor. Öte yandan, İspanyol Cordoba bölgesine referansla, Attali için Müslümanlık da, Avrupa'nın sekizinci yüzyıldan beri tecrübe ettiği bir unsur. Son kertede Attali için, Türkiye'deki sosyal, hukuki ve insan hakları alanındaki reformların yolu, özgür basının varlığı ve yaptırım gücüyle doğru orantılı. Attali, Türkiye'deki bilgi ekonomisinin de geliştirilmesi gerektiğini söylüyor. Zira bu yapılmazsa, ülkedeki elitleri kaybetme (beyin göçü) riski kapıda. Kısaca refahın kapısının anahtarı, Attali için şu dört kilidin kırılmasıyla açılabiliyor: Rekabet, toplumsal politika, bilgi ekonomisi ve şeffaf yönetim.