kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Ocak 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Keşke suç bende olsa diye düşünüyorum

Şirin SEVER
23.12.2007
Avrupa Şampiyonu, dünya ikincisi atletimiz Süreyya Ayhan; zor günler geçiriyor. ABD'deki son kontrolde dopingli çıkmasıyla ilgili araştırmaları sürdürüyor: "Kendimden eminim, her ay kontrolde olan sporcu bile bile bu ilaçları almaz!"..
2002'de Avrupa Şampiyonası birincisi... 2003'te Dünya Şampiyonası ikincisi oldu Süreyya Ayhan. O günden sonra da 'Rüzgârın Kızı' lakabıyla anıldı, tüm Türkiye'nin gururu oldu. Ancak 2004 Atina Olimpiyatları'na hazırlanırken doping kontrolünü engellediği gerekçesiyle iki yıl ceza aldı. O andan sonra da her şey bir anda tersine dönmeye başladı. 2006'da Avrupa Şampiyonası'nda koşmak istemediği, antrenörü ve eşi Yücel Kop'un onu koşturmadığı, hatta 'sakladığı' iddia edildi ancak kendisi federasyondan davet gelmediğini söyledi. 2007 Dünya Şampiyonası'nda koşması beklenirken bu kez de lif kopmasından dolayı sakatlandığı açıklandı. Kamuoyu baskısı giderek artıyordu... 'Süreyya Ayhan'ın artık koşamayacağı', 'bittiği' yorumları yapılıyordu. Tüm bu spekülasyonların üzerine, ABD kampında yapılan kontrollerde 'dopingli çıktı'ğı haberi herkesi ikinci kez hayal kırıklığına uğrattı. Türkiye'ye döner dönmez düzenlediği basın toplantısında 'kendilerine komplo kurulduğunu' iddia eden Ayhan yine inandırıcı bulunmadı! Olanlar enteresandı, kariyerinin doruğunda bir milli atlet neden kendini bitirmek isterdi ki? Çifti aradım, yaşadıklarını bir de onlardan dinlemeyi' istedim. Kırmadılar; Antalya'da, portakal ve limon ağaçları arasındaki evlerine davet ettiler. Açıkçası ben de yazılanların etkisindeydim; kendilerine 'iki kişilik paranoid, küçük bir âlem yarattıkları' iddia edilen bu çifti merak ediyordum. 'Beyni yıkanmış' 'kocasından izin almadan konuşmayan' hatta gözlerini ona dikip onay bekleyen bir kadın bekliyordum! Öyle birine rastlamadım! İddialara gelince... Ben sordum; Süreyya Ayhan öfkeli, hızlı hızlı, kocasına sıra bile vermeden anlattı. Okuyun, kararı siz verin...

- Türkiye'nin gururu neden hayal kırıklığı oldu? Efsane bitti mi?
- SÜREYYA AYHAN:
Efsane bitti derken ne demek istediğinizi anlamıyorum çünkü ne iş yaparsan yap, bir noktaya geldikten sonra onu bırakmak zorundasın, bırakıyorsun da... İnsan eğer ülkesi adına, dünya çapında bir şeyler yapmışsa, o insan çok kötü şeylerle karşılaşsa bile yaptıkları silinemez! Yani Süreyya Ayhan vardı, ülkesine Avrupa Şampiyonası, dünya ikinciliği kazandırdı ve hâlâ koşulamayan bir dereceye sahip! Süreyya'ya haksızlık yapıyorlar ama önemli değil... Hiç kimse ve hiçbir şey yaptıklarımı silemeyecek!

- 2004'ten beri çeşitli bahaneler ya da sebeplerle koşmuyorsunuz. Neden?
- S.A: 2004 yılında, malum önce sakatlıktan dolayı, peşinden de doping kontrolü yapmaya gelen IAAF (Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği) görevlileri ile aramızda bazı tartışmalar oldu...

- Doping testine girmediğiniz için ceza aldınız. Nedeni neydi bunun?
- S.A:
Olay şuydu; birinci testi verdik, ikinci testi verdik, üçüncü test istendiğinde artık olayda bir kasıt aradık.

- Size kimin, neden kastı olabilir?
- S.A:
Zamanında çok konuşuldu, üzerine gidilmedi. Uluslararası çekememezlik olduğunu biliyoruz. 2002'de Gabriela Szabo'yu geçtiğim için Romenler bana düşman oldu, 2003'te ben geçildiğim için herkes Ruslara düşman oldu! Bu ister istemez oluyor.

- Nedeni bu kadar basit mi yani?
- S.A:
Anlatayım, kararı siz verin. Doping kontrolüne gelen iki tane Romen'di; bir bayan bir erkek. 10 senedir aynı prosedürleri yerine getiriyorum, böyle bir şeyle karşılaşmadım. Sürekli yeni numune istedikleri için tartıştık, IAAF da soruşturma açtı, bize iki satırlık bir yazı geldi. Diyor ki yazıda "Sayın Süreyya Ayhan Kop, şu şu tarihlerde numune alıcılarımızla aranızda tartışma olmuştur, bunun sebebini söyler misiniz?" Yazı sadece bu kadar, benden savunma istiyor, 'Neden tartıştınız?' diyor. IAAF kuralları gereği de yazışmalar gizlidir ve Atletizm Genel Sekreteri ve sporcu arasında kalır, antrenör bile bilemez. Ama nasıl oluyorsa, ertesi gün Gençlik ve Spor Genel Müdürü eline alıyor bu yazıyı basın toplantısı düzenliyor jet hızıyla ve "Süreyya Ayhan olimpiyatlara katılamayacak, dopingli olabilir, hamile olabilir, korkmuş olabilir" diyor. Hâlâ tüylerim diken diken oluyor, bu nasıl bir zihniyettir ki daha soruşturma aşamasındaki yazıyı alıp 'dopinglidir, hamiledir, korkaktır, koşamayacaktır' açıklaması yapıyorsun?

- Niye böyle bir şey yapılmış olabilir?
- S.A:
Bilmiyorum, biz daha kıskançmışız demek ki, o ortaya çıkıyor!

- O günden sonra da siz hep küs ve kırgın kaldınız değil mi?
- S.A:
Nasıl olmayayım? Olimpiyatlara hazırlanan bir sporcuyum, belli derecede koşmuşum, belli kariyerim var, sakatlıkla uğraşıyorum, genel müdürün sana sahip çıkması gerekirken paldır küldür açıklama yapıyor! Devlet her zaman anadır babadır diye biliriz ama bunlar, daha hiçbir şey yokken 'Benim çocuğum katildir, hırsızdır,' dedi! Ben de çıkıp 'Yanlış yapıyorsunuz, kurallara uymuyorsunuz,' dedim. Bunları dedikten sonra işlerimiz sürekli ters gitti. Başlangıç noktası bu!

- Basına yansıyan bir rapora göre de; idrarınızı başka bir sıvıyla değiştirirken görülmüşsünüz, görevli almak istediğinde de dökmüşsünüz. Erkek yetkilinin idrar testi sırasında odaya izinsiz girdiğini iddia etmişsiniz. Bütün bunlar neydi?
- S.A:
Başkasının idrarıydı, dublördü, şuydu buydu. Bütün bu davaları kazandık ama hiçbirini gazeteler yazmadı! Bu yüzden de kimse öğrenemiyor. Hatta benim dublörüm diye yazdıkları Arzu Berk bile 38 milyar tazminatı geçen ay aldı, güle güle de harcasın! Devam etmek istiyorum. Bütün bu yazışmalar sonrası savunmamızı verdik. Yasak madde çıksa cezası belli ama IAAF olayı 'Siz kendi aranızda halledin,' diyerek ülkeye teslim etti. Atletizm Federasyonu iki sene ceza verdi, üst kurula itiraz ettik, cezamız bir seneye indirildi. Fakat üst kurulun kararı beklenmeden iki sene cezayı IAAF'a gönderdiler. Yani kendi ülkemde, haksız yere iki sene ceza aldım.

Haberin fotoğrafları