kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Ocak 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
NAZLI ILICAK

"Başörtüsü derdi herkesi gerdi"

Başörtüsü tartışmalarında, Leylâ Şahin davası, sık sık örnek olarak gösteriliyor. Hatta, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararı orta yerde dururken, anayasa değişikliğiyle de olsa, başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılamayacağı ileri sürülüyor. 23 Şubat 1998'de, İstanbul Üniversitesi, çeşitli yargı organlarının evvelce verdikleri kararlara dayanarak bir genelge yayınladı ve o tarihe kadar göz yumulmasından istifade ederek okumayı başaran kızlara üniversite kapısını tamamen kapadı. Böylece Şahin, Cerrahpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni tamamlamasına bir yıl kala, başörtüsü yasağına çarptı. Şahin, AİHM'ye başvurdu. AİHM, "eğitim hakkına müdahalenin yasal dayanağının" İstanbul Üniversitesi'nin sirküleri olduğunu, dolayısıyla başvuran kişi tarafından yasağın öngörülebileceğini; kamu düzeninin korunması, başı açıkların üzerinde baskı doğmasının engellenmesi, ayrımcılık ve çatışma ortamının oluşmaması şeklinde özetleyebileceğimiz bir meşru amacın varlığını kabul etti; eğitim hakkına müdahale ile meşru amaç arasında orantı bulunduğu, sınırlamanın demokratik toplum gereklerine uygun düştüğü hükmünü verdi. AİHM'ye göre, dinsiyaset ilişkilerindeki hassasiyet göz önüne alındığında, her ülke geniş bir takdir hakkına sahipti. Mahkeme, bütün üye ülkelerde tek tip, yeknesak bir uygulama olmadığına dikkat çekti. Her devletin, kendi siyasi ve sosyal arka planına göre tercihini kullandığını vurguladı.

Emsalsiz demokrasi
Mahkeme kararından da anlaşılacağı üzere, yasama organı, yeni bir değerlendirmeyle, takdir hakkını kullanarak, özgürlüklerin genişletilmesi yolunda karar alabilir.
Başı açıklar nasıl gidecek mahkemeye? Soyut ve muhtemel tehditler, vehimler ileri sürerek, "Bizim gibi giyinmeyenlerin özgürlükleri kısıtlı kalsın" diyebilirler mi? "Efendim, onların başörtüsünün derdi beni çok gerdi" diyebilselerdi, sokaktaki başörtülüleri de, AİHM'ye şikayet etmeleri gerekmez miydi? Böyle bir uygulamanın dünyada emsali yok. Amma velâkin, emsalsiz bir demokraside ısrarlıysanız, bu kafayı sakın değiştirmeyin.