kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Ocak 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Bir şehir efsanesi

İLİŞKİLİ HABERLER
Bir şehir efsanesi
Son haftalarda bu köşede sponsorlukla ilgili konulara değiniyorum. Hem bütün sporlar için hem de satranç için sponsorluk çok önemlidir. Bugünlerde Türkiye Satranç Federasyonu'nun (TSF) sponsordan yana sıkıntısı yok. Ana sponsor İş Bankası'ndan geçen hafta bahsettim. Federasyonun ulaşım sponsorluğunu da THY yapıyor. Kütüphanesi ve turnuva salonuyla dünyanın en büyük satranç federasyonu ofislerinden biri olan Atatürk Satranç Merkezi'nin tahsis edilmesinde Spor Toto'nun desteği oldu. Yine de satrancın gelişmesinde sorunlar var. Satranç çok büyük bir hızla yaygınlaşsa da satranç kültürünün yerleşmesi, yeni büyükustaların çıkması yolunda hâlâ yapılacaklar var. Federasyon, çok başarılı sporcuları destekleyip, milli sporculara olanak sağlasa da bu yetmez. Artık federasyon da kapasitesinin sınırlarına yaklaşıyor. Yerel sponsorlar tarafından satranç kulüplerinin açılması gerekiyor. Ucuz maliyeti olan satranç, henüz girişimcilerin dikkatini çekebilmiş değil. Yerel sponsorlar, Türk sporundaki en büyük eksikliklerin başında geliyor. Ankara'da bir şehir efsanesi haline gelen örnek bir olayı ise aktarmak istiyorum. Satranççıların ismini sık sık duyduğu Nizamettin İren'den bahsediyorum. Gıda sektörünün Ankara'daki önemli isimlerinden olan İren, Birtat yoğurtlarının eski sahibi. Eski sahibi diyorum; çünkü 1999'da şirketini Danone'ye sattı. Aynı zamanda eski Gaziosmanpaşa Rotary Kulübü Başkanı İren, aslında çoktan amatör sporlar hakkında yazanların dikkatini çekmeliydi, medyada kendisine daha fazla yer bulmalıydı. İren, Mamak'ta yıllardır çeşitli spor dallarının yaygınlaşması için Rotary Kulübü ile satranca, haltere ve tenise destek verdi. Aynı zamanda Türkiye Tenis Federasyonu Danışma Kurulu üyesi olan İren, 2001-2005 yılları arasında da Ankara Tenis Kulübü Başkanlığı yaptı. İren, 1990'lı yılların sonunda Mamak bölgesinden yetişen birçok satranççıya destek oldu. Kübra Öztürk ve onun kadar başarılı olan fakat daha az medyatik Mustafa Yılmaz, bu çocukların en başarılıları ve bence en yeteneklileriydi. Artık satranç oynamayan, fakat zamanında Türkiye çapında birçok başarılar kazanan çocuğun turnuvalara gitmesi, madalya kovalaması ve en önemlisi kendilerini iyi yetiştirmeleri Nizamettin İren'in desteğiyle oldu. İren, 10 yıl önce verdiği bir röportajda şöyle diyor: "Gelecek nesillerin Türkiye'nin kaderini çizeceği gerçeğinden hareketle her türlü destek ve katkıyı devletten beklemeksizin, imkânı olan her kişinin yöresine, çevresine katkıda bulunması gerekir."