kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Kasım 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
(soldan sağa) Cem Şengül, Moderatör Melih Şendil, Esat Yılmaer ve Serdar Ali Çelikler’in hazırladığı Arka Sayfa programı her pazartesi saat 22.00’de Lig TV ekranında.

Bu programda kavga değil futbol bilgisi var

Ecevit KILIÇ
Lig TV'de yayınlanan Arka Sayfa programını üç büyük gazetenin spor müdürleri yapıyor. Sabah'tan Serdar Ali Çelikler, Hürriyet'ten Esat Yılmaer ve Milliyet'ten Cem Şengül'ün gazete sayfalarındaki rekabetlerinin yerini ekranda dostluk alıyor..
İLİŞKİLİ HABERLER
Bu programda kavga değil futbol bilgisi var
Türkiye'de en çok izlenen televizyon programlarının başında diziler, haber bültenleri ve futbol programları geliyor. Özellikle bazı futbol programlarının reytingi neredeyse maçları geçecek durumda. Yorumcular da çoğunlukla eski hakem, eski futbolcu ve spor yazarları oluyor. Reyting artışı da yorumcuların birbirine bağırmalarına hatta küfür ve kavga etmelerine bağlı. Ancak Lig TV'de yayınlanan Arka Sayfa programı bunlar yaşanmadan da reyting alınabileceğinin açık örneği. SABAH'ın Spor Müdürü Serdar Ali Çelikler, Hürriyet'in Spor Müdürü Esat Yılmaer ve Milliyet'in Spor Müdürü Cem Şengül her pazartesi Melih Şendil'in moderatörlüğünde saat 22.00'de ekrana çıkıyor. Üç spor müdürüne göre kavgalı ve küfürlü programların yerini bilgiye dayalı futbol programları alacak.

- Üç büyük gazetenin spor müdürünün aynı programda buluşması bir ilk. Fikir kimin?
-SERDAR ALİ ÇELİKLER:
Öneriyi Şansal Ağabey (Büyüka) getirdi. Büyüka, "Lig TV futbolun kalbinin attığı yer. Bir takım yazarı ne kadar tarafsız olursa olsun belli beklentiler içinde oluyor. Ama sizin böyle bir derdiniz yok. Kabul eder misiniz?" diye sordu. Biz de kabul ettik.

- Birbirine rakip üç büyük gazetenin müdürünün aynı programda yer alması zor olsa gerek...
-ESAT YILMAER:
Programda gazetedeki formalarımızı çıkarıyoruz ve takım oluyoruz. Burada bir dayanışma içindeyiz aslında.
- S.A.Ç: Daha önce ekonomi ve yazı işlerinde çalıştım. Ama spor servislerindeki arkadaşlıklar daha sıkı. Rekabet de daha tatlı. Samimi bir ortam var. Bir de en çok spor sayfaları eleştiriliyor ama en çok özeleştiri yapanlar da spor gazetecileridir.
- E.Y: Gazetelerimizde kendi işimizi yapıyoruz. Burada ise birlikte futbolu konuşuyoruz, düşünüyoruz. Bizim programda futbolun marka değerini düşürecek unsurlar yok. Futbolun nasıl daha iyiye götürülmesi gerektiğini konuşuyoruz. Ne kadar birbirimizle rakip olsak da dostluk payımız her zaman kenarda duruyor. O rekabetin içinde takım olmayı becerebiliyoruz.

- Gazetenin spor sayfalarını yapıp geliyorsunuz. Programa gelince yarın gazetelerinizde yer alacak haberleri birbirinize söylüyor musunuz?
-CEM ŞENGÜL:
Özel bir haber yoksa yani gazetecilik diliyle atlatma durumu yoksa, genelde neler yaptığımızı konuşuyoruz.
- S.A.Ç: Program bitince soruyorum; "Var mı yarın bir şey?" diye.
- C.Ş: Özel haberimiz varsa bile ben bunu Serdar'a söylerim. Serdar'ın da gidip telefonla bu haberi yazdırmayacağını bilirim. O da aynı şekilde. Zaten bizim programımızda bilgi var. Bana göre yakında medyada ilgiden çok, bilgi önemli olacak. Görsel medyanın en büyük sorunu sadece ismi olan kişilere futbol yorumculuğu yaptırılmasıdır. Bunun sonucunda da televizyonlarda gürültü, şamata ve kavga oluyor. Ama halkın bilgiye de değer vermeye başladığı dönem gelecek. Şu anda halk popülist bir yaklaşım içinde, kimi tanıyorsa onu seyretmeyi tercih ediyor.
- E.Y: Bir de bizim kavga etme şansımız yok. Çünkü biz tarafsız davranıyoruz. Futbolun eleştirilecek yönlerini ve bunların çözümlerini konuşuyoruz. Ayrıca kendi hatalarımızı da anlatıyoruz.

YORUMCU-YAZAR FARKI
- Gazetelerinizde aynı gün aynı başlığı attığınız oluyor mu hiç?
- S.A.Ç:
Oluyor, biz iki kere yaşadık. Özellikle aynı fotoğrafların kullanılması sık sık oluyor.
- C.Ş: Fotoğrafların aynı olmasının teknik bir nedeni var. Sahada fotoğraflar sadece köşelerde çekilebiliyor, kurallar gereği sahanın kenarlarına gidemiyorsunuz, oturduğun yerden çekeceksin. Üç gazetenin foto muhabirleri aynı köşede oturuyorsa bitmiş oluyoruz o gün!

- Birinizin gazetesinde iyi haber, iyi fotoğraf varsa onu arayıp 'İyi olmuş,' diyor musunuz?
- S.A.Ç:
Demiyoruz. Ama programa geldiğimiz zaman bunu konuşuyoruz, birbirimizi tebrik ediyoruz. Bu program bize bunu kattı. İçten içe kıskanıyorsun ama söylemekten de çekinmiyorsun.
- C.Ş: Bir spor yazarı vardır, bir de spor yorumcusu. Spor yazarı bu mesleği kökünden itibaren alıp götüren kişidir. Spor yorumcusu ise gökten zembille iner. Hakan Şükür sporu bırakabilir ve iki sene sonra da Türkiye'nin en büyük spor yorumcusu olabilir. Çünkü isim adam ve ona kimse "Hayır," diyemez. Ama spor yazarı çok farklı. Çünkü mutfaktan geliyoruz.
- E.Y: Muhabiriz aslında. Birbirimize istihbaratımızı da veriyoruz.

- Hangi takımların taraftarısınız?
- E.Y:
Ben Galatasaraylıyım. Cem ve Serdar Fenerbahçeli.

- Beşiktaş yok, dengeyi nasıl tutturuyorsunuz?
- C.Ş:
Zamanı geliyor Serdar ile birlikte Fenerbahçe'yi yerden yere vuruyoruz. Yine aynı şekilde Galatasaray'ı da eleştiriyoruz. Önemli olan Galatasaraylı veya Fenerbahçeli olmak değil.
- E.Y: Kesinlikle takım yorumculuğu yapmıyoruz. Programda taraftarlık formasını da çıkarıyoruz.