kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Kasım 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Teksaslı Tamer'in maceraları

ECEVİT KILIÇ
Tamer Karadağlı, son yıllarda magazin dünyasında uzuvlarıyla öne çıkan bir erkek grubunun idolü. Aldattığı kadınların sayısı sayılamayacak kadar çok. Zamparalıkta yakalandığında ilk önce 'kesin inkâr' kuralını uyguluyor. Sonra "Bir hataydı," demesine kalmadan yeni bir bombayla patlayıveriyor..
Kim bilir, yüzyıl önce olsa "Kadınlar açılıp saçılacak," diye duyacak, kalıplı fesini yana eğip "Yaşasın Hürriyet!" diye Beyoğlu'nda Cadde-i Kebir'i arşınlayan Meşrutiyet zamparaları kalabalığına en ön saflardan katılacaktı... Feodal erkek egemen anlayışın en belirgin özelliklerinden biri cinsellik. Daha çok da erkekler üzerinde tezahür ediyor. Sanki Darwin'in bile aklını başından alacak bir fizyolojik değişimle beynin yerini cinsel organ alıyor. Ardından peş peşe gelen bir sürü aldatma hikâyesi. Son yıllarda magazin dünyasında 'beyinlerinin yerini alan uzuvlarıyla' öne çıkan bir erkek grubu var. Zamparalıkta yakalandıklarında ilk önce 'kesin inkâr' kuralını uyguluyorlar... Hem de görüntülere, şahitlere rağmen... Görüntüler 'az sonra' sloganıyla ekranlarda belirince bu kez de özür dileme faslı başlıyor. Ama her nedense özür dilemeye eşlerinin ya da sevgililerinin adını anarak değil "Türk halkından," diyerek başlıyorlar. Genellikle kabahati gölgede bırakan özürlerden sonra "Bir hataydı," demelerine kalmadan bu kez yeni bir bombayla patlayıveriyorlar. Sonra yenisi... Bu böyle sürüp gidiyor. Hele işin içine para karşılığı seks de girince artık söylenecek söz kalmıyor. Ama onların sözü hiç bitmiyor. Her defasında pişkin pişkin üste çıkıyorlar. Hatta onlar mağdur oluyor, tek suçlunun basın ya da birlikte oldukları kadınlar olduğunu iddia ediyorlar. Bu grubun son yıllardaki idolü oyuncu Tamer Karadağlı. Seslendirmen olan Karadağlı, ekran hayatımıza 1993 yılında TRT'nin Ferhunde Hanımlar dizisiyle girdi. Ferhunde Hanım'ın kaprisli kızlarından Nevzat'ın önce nişanlısını sonra da eşini oynadı yıllarca. İlk 'aşk hikâyesi' de bu dönemde patladı. Oyuncu Simge Selçuk sonradan "Tamer benim tanıdığım ilk erkekti," dedi. Karadağlı'nın asıl üne kavuşması ise başrol oynadığı Çocuklar Duymasın dizisiyle oldu. 'Taşfırın erkeği' tiplemesiyle hayli ilgi çeken ve modern çevrede geleneklerine bağlı aile babasını oynayan Karadağlı, özellikle konuşma aksanıyla dikkat çekti. Oyunculuğu hiç de parlak değildi. Hep aynı tarzda, aynı duruş, aynı mimikler ve aynı içi boş bakışlarla kamera karşısında durdu.

ÖZRÜ DAHA BÜYÜK
40'ına doğru ünlü olan ve parayı bulan Karadağlı, bu dönemde kendisi gibi seslendirmen olan Arzu Balkan'la evlendi. Ama evlenmeden birkaç gün önce spiker Didem Tolunay'la bir otele kapandığı basına yansıdı. Evliliğinin ardından bu kez ünlü manken Deniz Akkaya çıktı sahneye. Karadağlı, Deniz Akkaya'yla yataklı vagonda Ankara'ya gitmişti! Önce "Ankara'ya bile gitmedim," dedi. Ama gerçek ortaya çıkınca çareyi eşi ve Deniz Akkaya'yı aynı masada buluşturmakla buldu. Tam "Her şey kapandı," derken bu kez 'tamamen duygusal' bir olayın kahramanıydı. Karadağlı ve kuzeni Abbas Karadağlı'nın İstanbul'un beş yıldızlı otellerden birinde 'Lilith' marka fantezi elbiseleri ve maskeli halde Rus hayat kadınlarıyla görüntülendiği, 'solo' diye nitelenebilecek kadar kalabalık bir seks kaseti ortaya çıktı. Olay biri İmam Hatip'ten terk iki kadının, şantajıyla patlak verdi. Karadağlı, kendisine "200 bin avro vermezsen kaseti basına sızdırırım," diyen iki kadını polise şikâyet etti. Kadınlar tutuklandı. Çocuklar Duymasın dizisinden kazandığı paralardan olmak istemeyen Karadağlı, çareyi basının karşısına çıkmakla buldu: "Eşimden ve Türk ailelerinden özür diliyorum," diyen ve halkın kendisine sahip çıkmasını isteyen Karadağlı, "Aslanlar gibi gidip polise ihbar ettim," diyerek de neredeyse mağdurun kendisi olduğunu söyledi. Bu arada "Beni zengin gösterdiniz, o yüzden şantaja uğradım," diye asıl suçlunun basın olduğunu söylemeyi de ihmal etmedi. Eşi Arzu Balkan ise bir şartla kendisini affetti: HIV testi. Taşfırın erkeği Karadağlı'nın bu testi yapıp yapmadığı bilinmez ama diziden ayrılmak zorunda kaldı. Karadağlı evine, karısına dönünce lüks oteldeki seks partisiyle ilgili "Neden bir değil de iki Rus hayat kadını?", "Bir de kuzen Abbas vardı..."gibi tuhaf sorular da karşılıksız kaldı. Karadağlı kendisini savunurken "Ulan şu anda İstanbul'da 1 milyon kişi Rus kadınlarla beraber oluyor. Bir tek ben miydim?" diyerek Laleli'ye, fuhuş sektörüne kameraların kayıt yapmadığı zamanlarda da aşina olduğunu belli etti. Eşinin kendisini affetmesi ve ardından da çocuklarının dünyaya gelmesi kamuoyuna yaşananları bir nebze unutturdu. Ama çok geçmedi, Karadağlı, yine bir "aşk hikâyesiyle" geri döndü. Oyuncu Deniz Uğur'la ilişkisi gazetelerin magazin sayfalarını süsledi. Üstelik bu ilişki çok önceleri, daha "otel olayının" dumanı tüterken Arzu Balkan'ın Karadağlı'yı affettiği dönemde başlamıştı. Ama eşi bu kez affetmedi. Ayrıldılar ve mahkeme çocuğun velayetini annesine verdi. Artık Deniz Uğur vardı. Bu ilişki konuşulurken bu kez de adı Seda Sayan'la gündeme geldi. Ardından da Begüm Kütük... Ama Deniz Uğur'un konuşmasıyla yine işi pişkinliğe vurarak mağdur rolünü oynamaya başladı.

SUÇLU ÖĞRETMENLERİ!
Suçlu, ilişkilerini deşifre eden kadınlardı! Zaten hayatı boyunca yaşadığı olumsuzlukların ve travmaların nedeni kolej yıllarında kendisine kötü davranan öğretmenleriydi. Amerika'dan Türkiye'ye kolej yıllarında gelmişti ve büyük bir kültür uyuşmazlığı yaşıyordu. İlginçtir, ilk travmayı okulda tek tip giyinen kızlar ve erkekleri görünce geçirmişti. En büyük suçlu ise "Perhaps" yerine "Maybe" dediği için kulağını çeken ve ardından tokat atan İngilizce öğretmeniydi. Travma yaşadığı her dönemde hatırladığı bir diğer isim ise kadın olan matematik öğretmeniydi. Öğretmenlerinin kendisine kötü davranması nedeniyle başarılı olamamış ama en büyük hayali de önce polis olmakmış. Sonra bu fikrini değiştirmiş ve pilotluk mesleğinde karar kılmış. Sonra bunlardan da vazgeçmiş ve astronot olmak istemiş. Ama kendisine yol gösterecek öğretmeni çıkmayınca o da bütün bu meslekleri oynamak için oyuncu oynamaya karar vermiş. Karadağlı eleştirilirken en çok söylenen "Hayatı da rol yaparak yaşıyor," oldu. Ama Tamer Karadağlı'yı yine en iyi kendisi tarif edebilirdi: "Ben teflon tava gibiyim. Üstüme kimseyi yapıştıramazlar."
Haberin fotoğrafları