kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Ağustos 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
NAZLI ILICAK

"Göbeğini kaşımayanlar" Coşkun'dan yana

Bekir Coşkun, Hürriyet gazetesinde başbakana cevap verirken, "Bu yurdun taşını toprağını, denizlerini, yaylalarını, kedilerini, kirpilerini sevdim" diyor. Gene sevdikleri arasında "insanları" saymıyor. Zaten onun sorunu bu. Halkın değerlerine uzak, halkın seçtiklerine muğber. Coşkun'a göre, Abdullah Gül "göbeğini kaşıyan adamın" cumhurbaşkanı. Bu yüzden, Abdullah Gül'ü cumhurbaşkanı olarak kabul edemiyor.
Bekir Coşkun'un başbakanın tepkisine yol açan yazısı şöyleydi:
"...Ve artık kimse 'laik devlet'ten söz edemez. Dincilerin, bu ülkeye el koyma ve karşı devrimi gerçekleştirme planları aksamadan tıkır tıkır yürüyor. 'Siyasi İslâm' bir adım daha attı. Devleti tesettür temsil edecek. Bir anda Türkiye'nin fotoğrafı size 'Atatürk Türkiyesi'ni değil, 'Ilımlı İslam Türkiyesi'ni anlatacak. ...Doğrusunu isterseniz 'Göbeğini kaşıyan adam'ın zaferidir bu. Taa genel seçimlerde kararı o verdi. Çocukları için aydınlık Türkiye isteyenler meydanlara dökülürken, o uzakta bıyık altından güldü, göbeğini kaşıdı ve dinci devletin yolunu açtı... Abdullah Gül tam ona göredir. Zaten onun cumhurbaşkanı olacaktır. Benim değil..." (15 Ağustos 2007-Hürriyet)
İktidarın icraatını eleştirmek yerine, rejim üzerinden muhalefet yapanların en önde gelen temsilcilerinden biri Bekir Coşkun'dur. Bu "gamlı baykuşların" 5 yıldır söyledikleri tutmadı. "Ülke batıyor, halk fukaralaştı,Türkiye uçurumun eşiğinde, laik cumhuriyet elden gidiyor" dediler; yüreklere korku saldılar ama, ancak bir avuç insanı inandırabildiler. Türkiye, AK Parti'yle birlikte yüzünü daha fazla Batı'ya döndü. "Fukaralaştı" denilen insanlar, AK Parti iktidarına oy verdiler. CHP, özellikle zengin semtlerden oy aldı. Şimdi de sivil bir anayasa için kollar sıvandı. Türkiye, ilk defa darbeciler tarafından değil de, parlamento çatısı altında hazırlanan bir anayasaya kavuşuyor.
Bekir Coşkun, sandık vatandaşın önüne konulmadan önce de, rejimi tehlikede göstererek askere davetiye çıkarıyordu bir yazısında: "...Darbe olmaması için ise şu üçünün olmaması gerekiyor: Devrim yasalarına hakaret; rejime karşı hareket; cumhuriyete ihanet. Bu üçü var mı? Var... Erbakan'ın yetiştirdiği, ondan daha zeki ve kamuflajlı veletleri, onun başaramadığını başarıyorlar. Kendini Atatürk devrimlerinin ebedi bekçisi sayan ve elinde silâhlı güç olanların, tüm bu olanlar karşısında sessiz ve seyirci kalmalarına ihtimal veriyor musunuz? Hayır... Önümüzdeki günler büyük olaylara gebe... Bu karşı devrim mutlaka durdurulacak. Ama darbeli mi olacak, darbesiz mi..." (6 Nisan 2007- Hürriyet)
Şimdi "demokrasi kahramanı" edasıyla çıkmıyor mu karşımıza, işte ben buna yanıyorum. Demokrasiyi içlerine sindiremeyen insanların kahraman gibi ortalarda dolaşmasını doğrusu içime sindiremiyorum.