kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Temmuz 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
YAVUZ DONAT

Bartınlı işkembeci Ali

Öğle saatleriydi.
Güneş tepeden vuruyor, insanlar sığınacak bir gölge bulmaya çalışıyorlardı.
Bartın'daydık.
Otomobille "Yukarıçarşı Meydanı'na" doğru ilerliyorduk.
Meydanda "Yukarıçarşı Camii"
vardır.
Caminin karşı köşesinde de "İşkembeci Ali."
İşkembeci Ali deyip geçmeyin.
"En iyi işkembe" ondadır.
İstanbul'dan, Ankara'dan müşteri gelir.
Güngör Uras onun için yazı yazmıştır.
Yazı lokantanın ikinci katında, duvarda asılıdır.
İki katlı dediysek, gözünüzde büyütmeyin.
İlk katta "birkaç masa."
İkinci kat "daha da küçük."
3-4 masa var, yok.
Ali'ye (Keleşoğlu) işkembeci dükkânı babasından kaldı.
Ali, babasının şöhretine gölge düşürmedi.
Ve namı aldı yürüdü.
İşkembeci Ali'nin dükkânının önünde,
"tentenin gölgesinde" gelip geçene bakan "birini" gördük.
"Tanıdık gibi" geldi. TBMM eski başkanlarından Cahit Karakaş'a benziyordu.
Otomobilin camını açıp, bağırdık.
"Cahit bey" diye. Eğer "oysa" nasıl olsa bize bakardı.
"Değilse" yola devam ederdik.
- Cahit bey, Cahit bey!..
İşkembecinin önündeki adam sağa sola baktı, sonra bizi farketti.
- Yahu Yavuz bey... Sen misin?
- Evet... Biz de sizi Cahit beye benzettik.
- Ne benzetmesi... Ta kendisi.
Yıllardır görüşmüyorduk.
İndik kucaklaştık.
Ve işkembeci Ali'nin dükkânına girdik.